Bir varmış, bir yokmuş, Zeynep adında güzel bir prenses yaşarmış. Zeynep, sarayda annesi ve babasıyla birlikte mutlu bir şekilde yaşayan sevecen bir kızdı. Kocaman yeşil bahçeye sahip olan sarayda, Zeynep, doğanın güzelliklerini keşfetmekten hoşlanırdı.
Bir gün, Zeynep bahçede dolaşırken çılgınca öksüren bir kurbağa buldu. Kurbağa Zeynep'e yaklaşarak ona seslendi: "Sevgili prenses, bana yardım eder misin? Lütfen beni öksürüğümden kurtar. Eğer bana yardım edersen, sana bir dilek hakkı vereceğim!"
Zeynep kurbağanın yardım isteğine derhal cevap verdi: "Elbette, sana yardım ederim. Seni bu öksürükten kurtarmak için ne yapabilirim?"
Kurbağa sevinçle Zeynep'e, "Sana düşen tek yapman gereken beni sarayın en güzel çiçeği ile öpmen." diye cevap verdi.
Zeynep, kurbağanın bu tuhaf isteğine şaşırdı ama bir prenses olarak yardım etmeyi görev bilen bir kalbe sahipti. O yüzden isteğini yerine getirmek için hemen sarayın bahçesine daldı ve en güzel çiçeği buldu. O çiçeği kurbağaya doğru uzattı, kurbağa ise Zeynep'in dudaklarına zıplayıverdi.
Aniden büyülü bir ışıkla sarayın avlusuna döndüler ve kurbağa bir prense dönüştü! Zeynep büyülenmiş bir şekilde prensin yanına yaklaştı.
Prens, Zeynep'e minnetle baktı ve şöyle dedi: "Canım prenses, sen bana yardım ettin ve beni öksürüğümden kurtardın. Şimdi prensesimle sürekli kalabileceğim bir dilek hakkı var. Benimle evlenir misin?"
Zeynep, prensin teklifini mutlulukla kabul etti ve her ikisi de sarayda yaşamak için birlikte mutlulukla güldüler.
Ve böylece, Zeynep ve prens sonsuza dek mutlu yaşadılar. Beraber bahçede dolaşırken, doğanın güzelliklerini keşfetmeye devam ettiler. Bu prenses masalı, herkese umut, sevgi ve yardımseverlikle dolu bir şekilde sona erdi.
Son
Arkadaşlarınla Paylaş