Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, küçük bir kasabada yaşayan Uğur adında tatlı bir çocuk varmış. Uğur, altı yaşındaymış, okula gidermiş, arkadaşlarıyla oyunlar oynarmış ve annesiyle babasını çok severmiş. Ancak Uğur’un bir sorunu varmış: Bir türlü uyuyamıyormuş! Ne kadar denese de uykuya dalamıyormuş, gözlerini kapatsa bile bir türlü uyuyamıyormuş. Bu durum, Uğur’u çok mutsuz ediyormuş çünkü sabahları yorgun uyanıyor, okula gitmekte zorlanıyor ve gün boyunca enerji dolu olamıyormuş.
Bir gece yine yatağında dönüp dururken, annesi Uğur’un odasına gelmiş. “Ne oldu tatlım, neden uyuyamıyorsun?” diye sormuş. Uğur, üzüntülü bir şekilde, “Anne, bilmiyorum. Uykuya dalmak istiyorum ama bir türlü yapamıyorum. Gözlerimi kapatıyorum ama uyku gelmiyor,” demiş. Annesi, Uğur’un saçlarını okşayarak, “Üzülme canım, bazen böyle şeyler olur. Seninle bir çözüm buluruz,” demiş.
O gece, Uğur’un annesi ona bir bardak sıcak süt getirmiş ve sevdiği bir masalı okumuş. Ancak bu da işe yaramamış. Uğur, hala uyanıkmış. Babası da ona bir yöntem öğretmeye çalışmış: “Gözlerini kapat ve koyunları say,” demiş. Uğur, babasının söylediği gibi yapmış, ama birinci koyunu saymış, ikinci koyunu saymış… Tam ellinci koyuna gelmiş, fakat hala uyuyamamış. “Babacığım, bu da işe yaramadı,” diye haykırmış Uğur üzgün bir şekilde.
Ertesi sabah, Uğur’un gözleri şişmiş ve morali bozukmuş. Okula gitmek zorundaymış ama hiç enerjisi yokmuş. Öğretmeni Uğur’un halini fark etmiş ve yanına gelip, “Uğur, neyin var? Neden bu kadar yorgunsun?” diye sormuş. Uğur da durumu anlatmış: “Bir türlü uyuyamıyorum öğretmenim. Her yolu deniyorum ama uykuya dalamıyorum.” Öğretmeni Uğur’a gülümseyerek, “Endişelenme Uğur. Bu gece eve git ve rahatla. Sana bir sır vereceğim: Uyku perisi diye bir peri vardır. O, çocukların uyumasına yardımcı olur. Belki bu gece o sana yardım eder,” demiş.
Uğur, eve döndüğünde çok heyecanlıymış. “Belki bu gece uyku perisi bana gelir,” diye düşünmüş. O gece yatağına yattığında gözlerini kapatıp beklemiş. Ama saatler geçmesine rağmen uyku perisi gelmemiş. “Sanırım uyku perisi de bana yardım edemeyecek,” diye düşünmüş Uğur hüzünle.
Tam o sırada, penceresinin önünde küçük bir ışık belirivermiş. Uğur, gözlerini şaşkınlıkla açmış ve ışığı görmüş. O ışık giderek büyümüş ve karşında küçücük, kanatlı, parıl parıl parlayan bir peri belirmiş. Uğur gözlerine inanamamış. “Sen kimsin?” diye sormuş. Peri tatlı bir sesle, “Ben Uyku Perisi’yim, Uğur. Duydum ki bir türlü uykuya dalamıyormuşsun. Bu yüzden sana yardım etmeye geldim,” demiş.
Uğur heyecanla, “Gerçekten mi? Bana nasıl yardım edeceksin?” diye sormuş. Uyku Perisi, “Seninle bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculukta uykuya dalmanın sırlarını öğreneceksin,” demiş. Uğur hemen yatağından kalkmış ve Uyku Perisi’ni takip etmiş. Peri, sihirli kanatlarını çırpmış ve Uğur’la birlikte odasından dışarı çıkmışlar. Bir anda kendilerini gökyüzünde bulmuşlar. Uğur, bulutların üzerinde yürüyebildiğini fark etmiş. “Bu harika!” diye bağırmış Uğur. Uyku Perisi, “Evet, Uğur. Burada her şey mümkün,” demiş.
Yolculukları sırasında Uyku Perisi, Uğur’a ilk sırlarını anlatmış: “Uğur, uyumak için ilk adım rahatlamak ve zihnini sakinleştirmektir. Gün içinde yaşadığın stres ve heyecanlar bazen uyumamızı zorlaştırır. Rahatlamak için derin nefes almayı öğrenmelisin.” Uğur merakla, “Nasıl yapacağım?” diye sormuş. Uyku Perisi, “Şimdi benimle birlikte derin nefes al, sonra yavaşça ver. Bunu birkaç kez yap ve zihnindeki tüm düşünceleri serbest bırak,” demiş.
Uğur, Uyku Perisi’nin dediğini yapmış. Derin bir nefes almış, sonra yavaşça vermiş. Birkaç kez tekrarladıktan sonra kendini daha rahat ve sakin hissetmeye başlamış. “Gerçekten işe yarıyor!” diye bağırmış Uğur. Uyku Perisi gülümsemiş, “Evet, Uğur. Bu sadece başlangıç. Şimdi ikinci adıma geçelim.”
Uyku Perisi, Uğur’u bulutların arasında bir yere götürmüş. Burası, parlak yıldızlarla dolu bir gökyüzüymüş. Uyku Perisi, “Uyumadan önce bedenini de rahatlatmalısın. Şimdi yatıyormuş gibi hayal et ve tüm kaslarını tek tek gevşet. Ayak parmaklarından başla ve yukarı doğru ilerle,” demiş.
Uğur, Uyku Perisi’nin dediği gibi yapmış. Ayak parmaklarını gevşetmiş, sonra bacaklarını, kollarını ve omuzlarını. Kendini bir tüy kadar hafif hissetmeye başlamış. “Bu da işe yarıyor!” demiş Uğur mutlulukla. Uyku Perisi ona, “Evet, bedenini rahatlattığında, uykuya dalman daha kolay olur,” demiş.
Uğur, Uyku Perisi’nin gösterdiği bu teknikleri öğrenirken çok mutlu olmuş. Artık uykuya nasıl hazırlanacağını biliyormuş. Ancak Uyku Perisi ona son bir sır daha vermiş: “Uğur, uyumadan önce güzel şeyler düşünmek de çok önemlidir. Yatmadan önce hayal gücünü kullanarak mutlu bir yer hayal et. Bu, uykuya daha kolay dalmanı sağlar.”
Uğur, Uyku Perisi’nin sözlerini dinleyerek gözlerini kapatmış ve mutlu bir yer hayal etmeye başlamış. Parlak çiçeklerin olduğu bir orman düşünmüş. Ormanda kuşlar cıvıldıyor, tavşanlar zıplıyormuş. Bu hayal, Uğur’u çok mutlu etmiş ve kendini bir anda çok rahat hissetmiş.
Uyku Perisi gülümseyerek Uğur’a bakmış, “İşte böyle Uğur. Artık uykuya nasıl dalacağını biliyorsun. Rahatla, nefes al, bedenini gevşet ve güzel şeyler hayal et. O zaman uyku perileri seni kolayca bulur,” demiş. Uğur mutlu bir şekilde Uyku Perisi’ne teşekkür etmiş. “Senin sayende artık uyuyabileceğim!” diye sevinçle bağırmış.
Uyku Perisi gülümsemiş ve Uğur’a son bir kez sarılmış. “Şimdi yatağına geri dönme zamanı, Uğur. Artık kendi başına uyuyabilirsin,” demiş. Uğur, Uyku Perisi’ni takip ederek tekrar yatağına dönmüş. Yatağına yattığında, Uyku Perisi ona son bir kez gülümsemiş ve “Tatlı rüyalar, Uğur,” demiş.
Uğur, gözlerini kapatarak derin bir nefes almış, bedenini gevşetmiş ve mutlu bir yer hayal etmiş. Uykuya dalmadan önce içinden, “Artık uyumayı başarabileceğim,” diye geçirmiş. Ve işte o gece, Uğur hayatında ilk kez derin bir uykuya dalmış. Gözlerini kapattıktan kısa bir süre sonra, tatlı rüyalar alemine doğru yolculuğa çıkmış.
Ertesi sabah, Uğur mutlu bir şekilde uyanmış. “Başardım! Uyuyabildim!” diye sevinçle bağırmış. Annesi ve babası da çok mutlu olmuşlar. Uğur, artık her gece uyumadan önce Uyku Perisi’nin ona öğrettiği teknikleri kullanıyormuş. Her gece rahatlıyor, güzel hayaller kurup çok güzel rüyalar görüyormuş.
O günden sonra Uğur, her gece Uyku Perisi’nin öğrettiği nefes egzersizlerini yaparak huzur içinde uyudu. Uyuyamadığı geceler artık geride kalmıştı. Uğur, Uyku Perisi’nin öğrettiği bu yöntemle her gece tatlı rüyalara dalmayı öğrendi. Ve böylece mutlu bir şekilde huzurlu geceler geçirmeye devam etti.
Arkadaşlarınla Paylaş