Bir zamanlar, yıldızların en parlak olduğu bir gecede, Küçük Leyla adında bir kız çocuğu, yatağında gökyüzüne bakıyordu. Penceresinin önünde, başını yastığa yaslamış, mavi kadife gökyüzündeki yıldızları saymaya çalışıyordu. Her seferinde sayarken göz kapakları biraz daha ağırlaşıyor, yıldızlar daha da parlaklaşıyordu. Fakat bu gece farklıydı. Leyla, bir türlü uykuya dalamıyordu. “Keşke uyumadan önce beni rahatlatacak bir şey olsaydı” diye mırıldandı.
Tam o sırada, penceresinin kenarından içeriye minik bir ışık huzmesi süzüldü. Bu küçük ışık huzmesi, odanın ortasına kadar gelip yavaşça büyümeye başladı. Leyla gözlerini kocaman açarak bu büyülü manzarayı izledi. Birkaç saniye içinde, o minik ışık huzmesi büyüyerek bir peri şekline büründü. Bu peri, tatlı bir gülümsemeyle Leyla’ya baktı. Peri, pırıl pırıl kanatları olan, parlak sarı saçlı ve pembe elbiseli bir varlıktı.
“Merhaba Leyla,” dedi peri, yumuşacık bir sesle. “Benim adım Uyku Perisi. Uyumadan önce çocuklara güzel rüyalar getirmek için buradayım.”
Leyla hayretle periye baktı. “Gerçekten mi? Bana da rüya getirecek misin?” diye sordu heyecanla.
Uyku Perisi nazikçe başını salladı. “Evet, ama önce sana çok özel bir hikaye anlatmam gerekiyor. Bu hikaye seni rüya alemine götürecek ve gözlerini kapatmadan bile rüyaların sihrini hissedebileceksin.”
Leyla yatağında daha rahat bir pozisyona geçti ve Uyku Perisi'nin yanına oturmasını izledi. Peri, Leyla’nın yanına gelerek yumuşak bir ses tonuyla masalına başladı:
"Bir zamanlar, Uykulu Dağlar adında büyülü bir diyar varmış. Bu diyar, geceleri ışıl ışıl parlayan ay ışığıyla aydınlanır ve her akşam gökyüzünde bir uyku meltemi eserdi. Bu meltem, diyarın her köşesine tatlı bir esinti getirir, çocukların göz kapaklarını yavaşça kapatırdı. Bu diyarın en ünlü sakinleri ise Rüya Tavşanları’ydı."
Leyla, peri konuşurken gözlerini kapatmamaya çalışıyordu ama Uyku Perisi'nin sesi o kadar yumuşak ve sakinleştiriciydi ki, kendini daha da rahatlamış hissediyordu.
Uyku Perisi devam etti: "Rüya Tavşanları, her gece uykusu gelmeyen çocukların yanına gider, onların yastıklarının altına küçük rüya tohumları bırakırlardı. Bu tohumlar, çocuklar uykuya daldığında büyür ve onlara en tatlı rüyaları getirirdi. Rüya Tavşanları'nın lideri olan Ponpon, beyaz tüylü, yumuşacık, sevimli mi sevimli bir tavşandı. O, çocuklara rüyalar getirmeyi her şeyden çok severdi."
Bir gece, Ponpon ve arkadaşları, Uykulu Dağlar’ın en tepesinde buluştular. "Bu gece kimin rüyasına gideceğiz?" diye sordu Ponpon, arkadaşlarına bakarak.
"Sanırım bu gece, Leyla'nın rüyasına gitmeliyiz," dedi diğer tavşanlardan biri. "Leyla bu gece çok uykusuz görünüyor ve tatlı bir rüyaya ihtiyacı var."
Ponpon, Leyla'nın adını duyunca mutlu oldu. "Harika bir fikir! Hemen Leyla'nın yastığının altına en güzel rüya tohumunu bırakmalıyız!" dedi.
Ponpon ve diğer Rüya Tavşanları, sihirli bir bulutun üzerine binip Leyla’nın evine doğru yola çıktılar. Göz açıp kapayıncaya kadar Leyla'nın odasına geldiler ve Ponpon, küçük patileriyle Leyla'nın yastığının altına minik, pırıl pırıl bir rüya tohumu bıraktı. Tohumu bıraktıktan sonra, Leyla’nın yüzüne tatlı bir gülümseme yayıldı.
Uyku Perisi, hikayesine devam ederken Leyla neredeyse rüya alemine dalmış gibiydi. "O rüya tohumu büyüyüp bir masal ormanına dönüştü. Leyla, bu ormanın içinde kendini bir maceranın tam ortasında buldu. Masal ormanında rengarenk çiçekler açıyor, ağaçların dallarından şekerlemeler sarkıyordu. Her adım attığında yerde yıldız tozları parlıyor, etrafına tatlı bir ışıltı yayıyordu."
Leyla, Uyku Perisi'nin anlattığı bu harika dünyayı gözlerinin önünde canlandırmaya başladı. "Masal ormanında Leyla, kocaman, yumuşacık bir bulutun üzerinde kaymaya başladı. Bu bulut onu gökyüzüne doğru yükseltti ve yıldızların arasına götürdü. Yıldızlar, Leyla’ya göz kırpar gibi ışıldıyordu. Her biri, Leyla'ya gece boyunca eşlik edecekmiş gibi yanıp sönüyordu."
Leyla'nın göz kapakları iyice ağırlaşmaya başlamıştı ama hala Uyku Perisi'nin anlattıklarını dinlemeye çalışıyordu.
"Bu rüya ormanında, Leyla yalnız değildi. Yanında konuşan bir yıldız vardı. Bu yıldız, parlak sarı ışıklarıyla etrafı aydınlatıyor ve Leyla'ya arkadaşlık ediyordu. Yıldız ona, 'Merak etme, Leyla. Biz buradayken asla korkmazsın. Gece boyunca seni izleyip koruyacağız,' dedi."
Uyku Perisi, Leyla'nın göz kapaklarının neredeyse tamamen kapandığını fark etti ama hikayeyi tamamlamadan durmadı. "Leyla, yıldızlarla birlikte gökyüzünde kayarken, tatlı bir melodi duymaya başladı. Bu melodi, gökyüzündeki bulutlardan geliyordu. Melodi, o kadar huzur vericiydi ki Leyla'nın kalbi mutlulukla doldu."
Leyla, Uyku Perisi'nin masalını dinlerken, sanki gerçekten o rüya ormanına gitmiş gibi hissetti. Göz kapakları tamamen kapandı ve derin bir uykuya daldı.
Uyku Perisi, Leyla'nın yavaşça uykuya daldığını gördü. Gülümseyerek ayağa kalktı ve pencereden dışarıya süzüldü. Tam gitmek üzereyken, Leyla'nın kulağına fısıldadı: "Tatlı rüyalar Leyla. Yıldızlar seni koruyacak."
Peri, küçük bir ışık huzmesine dönüşerek gece gökyüzünde kayboldu. Leyla ise derin uykusunda, rüya ormanında yıldızlarla birlikte kayarak en tatlı rüyalarına devam ediyordu. O gece, Leyla, Rüya Tavşanları ile buluştu ve gökyüzündeki maceralarına yıldızlar eşliğinde devam etti. Ponpon ve arkadaşları, Leyla'ya her gece en tatlı rüyaları getirmek için söz vermişlerdi.
Sabah olduğunda, Leyla huzur dolu bir uyku sonrası gözlerini açtı. Güneşin ilk ışıkları odasına süzülürken, o gece gördüğü rüyayı hatırlayıp gülümsedi. Yıldızlarla dolu o büyülü macera, kalbinde sıcak bir his bırakmıştı. Her gece Uyku Perisi'nin onu ziyaret edeceğini biliyordu ve bu düşünce ona huzur veriyordu.
Ve böylece, Leyla'nın her gece tatlı rüyalara dalarken, Uyku Perisi ve Rüya Tavşanları ona her zaman eşlik etti. Leyla artık uyumadan önce hiç endişelenmiyordu çünkü rüyalarında onu bekleyen harika maceralar vardı. Gökyüzünün yıldızları her gece ona göz kırpıyor ve ona "Tatlı rüyalar" diyordu.
İşte böyle, Leyla her gece huzur dolu rüyalara dalarken, Uyku Perisi ve Ponpon da diğer çocukların tatlı rüyalar görmesi için çalışmaya devam etti. Her çocuk için farklı, büyülü rüya tohumları hazırlıyor, onları rüya aleminde sihirli maceralara çıkarıyordu.
Sonunda Leyla ve tüm çocuklar, Uyku Perisi'nin ve Rüya Tavşanları'nın sihirli dünyasında tatlı rüyalara kavuştu. Her gece, gökyüzünde parlayan yıldızlar onlara göz kırparak, “İyi geceler, tatlı rüyalar” diyordu.
Ve masal böylece mutlu sonla bitti.
Arkadaşlarınla Paylaş