Bir varmış, bir yokmuş. Güzel bir ormanda, Ayşe adında bir kız çocuğu yaşarmış. Ayşe'nin en sevdiği zaman, gece yatağına yattığında annesinin anlattığı masalları dinlemekti. Annesi her gece ona farklı bir masal anlatır, uykuya dalana kadar Ayşe'ye şarkılar söylerdi. Masallar ve şarkılar, Ayşe'nin hayal gücünü canlandırır ve güzel rüyalar görmesini sağlardı.
Bir gece, Ayşe uyurken birden kötü bir rüya gördü. Rüyasında, ormanda kaybolmuştu ve yolunu bulamıyordu. Korku dolu gözlerle etrafa baktı, fakat kimseyi göremiyordu.
Bu rüyayı görünce, Ayşe çok üzüldü ve annesini yanına çağırdı. Annesi hemen yanına gitti ve Ayşe'ye rüyasını anlattı. Annesi, Ayşe'ye sıcak bir gülümsemeyle dönüp:
"Merak etme Ayşe, sana bir uyku masalı anlatacağım. Bu masal seni korkulu rüyalardan kurtaracak ve güzel rüyalar görmene yardımcı olacak." dedi.
Anneler gibi büyülü bir güce sahip olan Ayşe'nin annesi, masal anlatmaya başladı:
"Bir zamanlar, bir ormanda yaşayan Küçük Elif adında bir kız çocuğu vardı. Elif, gece uykuya dalarken mutlu rüyalar görmek isterdi. Ona yakınmalarını anlatan bir peri belirdi. Peri, Elif'e özel bir toz verdi - toz, güzel rüyalar görmesine yardımcı olacak büyülü bir tozdur."
Ayşe, annesinin masalını dinlerken hayal etmeye başladı. Elif ve peri ile birlikte ormanda koşuyordu ve sihirli tozu alıyordu. Masalın içinde kendini var etmişti.
Sonra annesi devam etti:
"Elif, her gece yatağına yattığında sihirli tozu kullanmaya başladı. Tozu avucuna aldı ve gözlerini kapattı. Nefes alıp verirken tozu üfledi ve sonra hızla uykuya daldı."
Ayşe, annesinin anlattığı ritmik masalın etkisiyle sakinleşmeye başladı. Annenin yumuşak sesi onu rahatlattı ve içindeki korku gitgide azaldı.
Masala devam eden annesi şöyle dedi:
"Gözlerini kapattığında, Elif kendini büyük bir balonun içinde buldu. Balon onu yavaşça gökyüzüne taşırken, etrafı renkli ışık huzmeleriyle doluyordu. Elif mutluluktan uçuyordu."
Ayşe, annesinin anlattığı hikayeyi dinlerken ışıkların parlaklığını ve uçmanın heyecanını hissetmeye başladı. Korkusu tamamen yerini neşeye bıraktı.
Sonra annesi gülerek anlattı:
"Balon inişe geçtiğinde, Elif bir tılsımın üzerinde duruyordu. Bu tılsım, Elif'in güzel rüyalar görmesine yardımcı olacak bir sözcüktü. Sözcüğü nefesine dönüştürdü ve balondan yere atlarken 'Uyumalıyım' dedi."
Ayşe, annesinin anlattığı bu sihirli sözcüğü düşündü ve tekrarladı: 'Uyumalıyım'. Bu sözcük, ona huzur verdi ve korkulu rüyaları uzaklaştırdı.
Son olarak, annesi hikayeyi sonlandırdı:
"Elif eve gelip yatağına yattığında, hemen uykuya daldı. Ve o gece, ruhu güzel rüyalar tarafından kucaklandı. Artık korkulu rüyalar görmüyordu. Hep mutlu rüyalar görüyordu ve uyanınca her sabah güzel hissediyordu. Sonra Elif, tılsımı her gece kullanmaya devam etti ve her gece daha da güzel rüyalar gördü."
Ayşe, annesinin masalını dinlerken huzurlu bir şekilde uyuya kaldı. Ve o geceden itibaren, korkulu rüyaların yerine güzel rüyalar görmeye başladı.
Uyandığında daha rahat hissediyor ve güzel bir gün geçiriyordu. Annesi, Ayşe'nin korkulu rüyaları hafızasından silinene kadar ona her gece aynı masalı anlattı. Bir süre sonra, Ayşe artık güzel rüyalar görmek için tılsıma bile ihtiyaç duymadı. Sadece annesinin şarkıları ve sevgisiyle, her gece rüyası gibi bir uyku uyudu.
Ve bu şekilde Ayşe, güzel rüyalarla dolu bir şekilde büyüdü. O da büyüdüğünde, kendi çocuklarına bu hikayeyi ve masalı anlattı. Onlara aynı sevgiyle şarkılar söyledi ve hayal gücünü besledi.
Öyleyse, masal denen büyülü şey her zaman oradadır ve uyku öncesi masallar, her gece güzel rüyalar görmek isteyen çocuklar için en iyi arkadaştır.
Ve Ayşe, sonsuza kadar mutlu yaşar.
Arkadaşlarınla Paylaş