Bir zamanlar, çok uzaklarda bir ülkede, güzel bir ormanın tam ortasında bir köy varmış. Bu köyde yaşayan insanlar çok mutlu ve huzurlu bir hayat sürermiş. Ormanda akan berrak suyuyla, yeşillikleriyle ve kuş cıvıltılarıyla dolu olan bu köy, adeta bir peri masalı gibiymiş.
Köyde yaşayan çocuklar ise her gün ormana gitmeye bayılırlarmış. Ormanda oyun oynamak, keşif yapmak ve doğanın güzelliklerini keşfetmek onların en sevdiği şeylermiş. Günlerden bir gün, ormanda keşif yaparken küçük Berke, gizemli bir ışık huzmesi görmüş. Merakla ışığın peşine düşen Berke, birden kendisini peri prensesi Ela'nın sihirli sarayında buluvermiş.
Berke, peri prensesi Ela'nın sihirli sarayında büyülü bir maceraya adım atmış olmasından dolayı çok heyecanlıymış. Peki şimdi ne olacak?
Peri prensesi Ela'nın sihirli sarayında, Berke büyülü bir maceranın tam ortasındaymış. Sarayın içinde neşeli melodiler yankılanırken, rengarenk kuşlar havada dans ediyor, canlı çiçekler ise tüm güzellikleriyle etrafı süslüyormuş. Ela, Berke'yi neşeyle karşılamış ve ona sarayı gezdirmiş.
Sarayın içinde çok ilginç odalar ve koridorlar vardı. Her oda ayrı bir büyülü dünyayı yansıtıyordu. Ela, Berke'ye saraydaki tüm sırları ve sihirli eşyaları gösterirken, Berke de büyük bir hayranlıkla her şeyi izliyormuş. Ama birden koridorun sonunda gizemli bir kapı görmüşler. Kapının ardında ne olduğunu merakla beklerken, birden kapı aniden açılmış ve içeri gizemli bir ormanın bulunduğu bir dünya açılmış.
Berke ve Ela, bu gizemli ormanda gezmeye başlamışlar. Yolda büyük ağaçlar, cıvıl cıvıl nehirler ve rengarenk çiçeklerle dolu bir dünya açılmış. Berke, bu güzellik karşısında büyülenmiş. Ama aniden, gökyüzünde kara bulutlar belirmiş. Rüzgar aniden hızlanmış ve gizemli ormanın üzerine büyük bir karanlık inmiş.
Ela, endişeyle Berke'ye bakmış ve "Kötü büyücü Karga'nın laneti, ormanı kaplamaya başladı. Bu lanet ancak ormanın en derinindeki sihirli taşla kırılabilir. Berke, sen bu ormanı kurtarabilecek cesur bir savaşçı mısın?" diye sormuş. Berke'nin kalbi heyecanla atmaya başlamış.
Berke, Ela'ya cesur olduğunu ve ormanı kurtarmak için her şeyi yapabileceğini söylemiş. İkili, ormanın derinliklerindeki sihirli taşı bulmak üzere yola çıkmışlar. Karşılarına çıkan zorlukları aşarak, canavarlarla savaşarak ve tuzakları geçerek ilerlemişler. Macera giderek heyecanlanmış ve Berke'nin cesareti herkesi etkilemiş.
Sonunda, gizemli taşı bulmuşlar. Taşın gücüyle Karga'nın laneti kırılmış, orman tekrar güzellik ve neşe dolmuş. Ela ve Berke, zaferin getirdiği mutlulukla saraylarına geri dönmüşler ve artık herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya yaratmışlar.
Berke, artık cesur bir savaşçı ve ormanın kahramanı olarak anılmış. Herkes, onun masalını büyük bir hayranlıkla dinlerken, o da her zaman bu güzel macerayı ve peri prensesi Ela'yı unutmamış.
Berke ve peri prensesi Ela, gizemli ormanda maceralar yaşarken karşılarına çıkan zorlukları aşarak, canavarlarla savaşarak ve tuzakları geçerek ilerlemişler. Macera giderek heyecanlanmış ve Berke'nin cesareti herkesi etkilemiş. Sonunda, gizemli taşı bulmuşlar. Taşın gücüyle Karga'nın laneti kırılmış, orman tekrar güzellik ve neşe dolmuş.
Ela ve Berke, zaferin getirdiği mutlulukla saraylarına geri dönmüşler ve artık herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya yaratmışlar. Ormanda yaşayan tüm hayvanlar, çiçekler ve ağaçlar tekrar eski neşelerine kavuşmuşlardı. Günler geçtikçe, ormanın güzelliği ve bereketi artmış, insanlar da bu güzelliklerin farkına varmış ve ormanı korumaya kararlı hale gelmişlerdi.
Berke, artık cesur bir savaşçı ve ormanın kahramanı olarak anılmış. Herkes, onun maceralarını büyük bir hayranlıkla dinlerken, Berke de her zaman bu güzel macerayı ve peri prensesi Ela'yı unutmamış. Saraylarında mutlu bir şekilde yaşamışlar, ama Berke'nin kalbinde peri prensesi Ela'ya karşı özel bir sevgiyle doluydu. Ela da Berke'nin cesareti ve yardımseverliği karşısında ona hayranlık duymuştu.
Bir gün, saraylarında yapılan büyük bir şölene davet edilen Berke, Ela'ya duygularını açıklamaya karar vermişti. Herkesin gözleri önünde, ona olan hislerini dile getirdi. Ela da aynı duyguları beslediğini itiraf etti. İkisi, birbirlerine sarılarak büyük bir mutlulukla kucaklaştılar.
Berke ve Ela, artık sadece birer savaşçı ve prenses değil, aynı zamanda büyük bir aşkın kahramanlarıydı. İnsanların, hayvanların ve bitkilerin yaşadığı bu güzel dünyada, barış ve sevgi hüküm sürmeye başladı. Berke ve Ela, bu barış ve sevgi dolu dünyada yaşamanın mutluluğunu birlikte yaşadılar ve halklarına örnek oldular.
Ve böylece, Berke ve Ela'nın macerası, ormanda yaşayan herkes için ilham kaynağı oldu. Masalın sonu, güzellik, cesaret ve sevgi üzerine kurulu bir dostluk ve aşk hikayesiyle noktalandı. Herkes, bu masalı büyük bir keyifle dinledi ve onun gibi güzellik dolu bir dünyanın hayalini kurdu.
Arkadaşlarınla Paylaş