Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların ve şırıl şırıl akan derelerin arasında saklı, büyülü bir köy varmış. Bu köyün adı Peristan'mış. Peristan, adından da anlaşılacağı gibi, perilerin yaşadığı bir köymüş. Bu köyde, minik peri kanatlarıyla süzülen, sihirli değnekleriyle doğayı güzelleştiren iyi kalpli periler yaşarmış.
Peristan'ın en küçük perisi, Mavi adında sevimli bir pericikmiş. Mavi, adını parlak mavi kanatlarından almış. Küçük peri, köydeki en neşeli ve meraklı peri olarak bilinirmiş. Her sabah güneş doğduğunda, Mavi kanatlarını çırparak uçmaya başlar, ormanın en gizli köşelerini keşfetmekten büyük keyif alırmış. Mavi'nin en büyük hayali, bir gün ormanın koruyucu perisi olmakmış.
Bir gün, Mavi ormanda uçarken, büyük bir çınar ağacının altında üzgün bir tavşancık görmüş. Tavşancık, Mavi'yi görünce gözlerini parıldatarak ona doğru koşmuş.
"Merhaba küçük tavşan, neden bu kadar üzgünsün?" diye sormuş Mavi.
Tavşancık, ağlamaklı bir sesle, "Benim adım Pamuk. Ailemle birlikte yaşadığımız yuva, büyük bir fırtınada yıkıldı. Şimdi yeni bir yuva bulmak zorundayız ama annem ve babam yaralı ve ben onlara yardım edemiyorum," demiş.
Mavi, Pamuk'un durumuna çok üzülmüş. Ona yardım etmeye karar vermiş ve Pamuk'a, "Merak etme, ben sana yardım edeceğim. Ailenle birlikte yeni bir yuva bulacağız," demiş.
Mavi, Pamuk'u kanatlarının arasına alarak ormanın derinliklerine doğru uçmaya başlamış. Bir süre sonra, geniş bir açıklığa ulaşmışlar. Bu açıklık, büyük ağaçlarla çevrili, huzur dolu bir yermiş. Mavi, buranın Pamuk ve ailesi için mükemmel bir yer olacağını düşünmüş.
"Burada kalabiliriz," demiş Mavi. "Ben ve diğer periler sana yardım edeceğiz."
Pamuk, sevinçle gözlerini parlatmış. "Teşekkür ederim, Mavi. Sen gerçek bir dostsun."
Mavi, hemen diğer perileri yardıma çağırmış. Periler, sihirli değneklerini kullanarak yeni bir yuva inşa etmeye başlamışlar. Ağaç dallarını ve yaprakları kullanarak, Pamuk ve ailesi için rahat ve güvenli bir yuva yapmışlar. İşleri bitirdiğinde, Pamuk'un ailesi yeni yuvalarına taşınmış ve Mavi'ye minnettarlıklarını ifade etmişler.
Pamuk'un ailesi yeni yuvalarında mutlu ve huzurlu bir yaşam sürerken, Mavi de yeni bir maceraya atılmaya karar vermiş. Bir gün, Peristan'ın dışında, büyük ve gizemli bir mağara olduğunu duymuş. Mavi, bu mağarayı keşfetmek istemiş. Mağaranın içinde neler olduğunu çok merak ediyormuş.
Ertesi sabah, Mavi mağarayı bulmak için yola çıkmış. Ormanın derinliklerine doğru kanat çırpmış ve sonunda büyük, karanlık mağarayı bulmuş. Mağaranın girişinde durup derin bir nefes almış ve içeri girmeye karar vermiş.
Mağaranın içi karanlık ve serinmiş. Mavi, sihirli değneğini kullanarak yolunu aydınlatmış. Mağaranın derinliklerine indikçe, duvarlarda parıldayan kristaller görmeye başlamış. Bu kristaller, mağarayı muhteşem bir şekilde aydınlatıyormuş.
Bir süre sonra, Mavi mağaranın en derin noktasına ulaşmış. Orada, büyük bir kristal çiçeği parlıyormuş. Mavi, bu çiçeğin sihirli olduğunu hissetmiş. Çiçeğe yaklaştığında, bir ses duymuş.
"Hoş geldin, küçük peri. Ben Kristal Çiçeği. Bu mağaranın koruyucusuyum. Buraya kadar gelen ilk kişisin," demiş ses.
Mavi şaşkınlıkla, "Merhaba Kristal Çiçeği. Ben Mavi. Ormanın koruyucusu olmak istiyorum ve bu mağarayı keşfetmek için geldim," demiş.
Kristal Çiçeği, "Mavi, sen çok cesur ve iyi kalplisin. Ormanın koruyucusu olmak istiyorsan, sana bir görev vereceğim. Bu görevi başarıyla tamamlarsan, ormanın koruyucusu olabilirsin," demiş.
Mavi heyecanla, "Görev nedir?" diye sormuş.
Kristal Çiçeği, "Ormanın derinliklerinde, kötü bir büyücü yaşıyor. Bu büyücü, ormandaki canlılara zarar veriyor. Senin görevin, bu büyücüyü bulmak ve onu durdurmak," demiş.
Mavi, görevini kabul etmiş ve mağaradan çıkarak büyücüyü bulmak için yola koyulmuş. Ormanın derinliklerinde ilerlerken, karşısına bir grup orman hayvanı çıkmış. Hayvanlar, Mavi'yi görünce sevinmişler ve ona büyücü hakkında bilgi vermişler.
"Biz de büyücüden çok korkuyoruz," demiş bir sincap. "Bize de zarar vermek istiyor."
Mavi, hayvanları sakinleştirerek, "Merak etmeyin, ben büyücüyü durduracağım," demiş.
Hayvanlar, Mavi'ye büyücünün saklandığı yeri tarif etmişler. Mavi, tarif edilen yere doğru ilerlemiş ve sonunda büyücünün karanlık kulübesini bulmuş. Kulübenin etrafı zehirli sarmaşıklarla kaplıymış.
Mavi, sihirli değneğini kullanarak sarmaşıkları yok etmiş ve kulübenin kapısını çalmış. Kapıyı açan büyücü, Mavi'yi görünce şaşırmış ve sinirlenmiş.
"Sen de kimsin?" diye bağırmış büyücü. "Burada ne işin var?"
Mavi cesurca, "Ben Mavi. Ormanın koruyucusu olacağım ve senin ormana zarar vermeni durdurmak için buradayım," demiş.
Büyücü, Mavi'yi küçümseyerek gülmüş. "Sen mi beni durduracaksın? Çok komiksin," demiş. Ancak, Mavi kararlıymış. Sihirli değneğini kaldırarak, büyücüye karşı gelmiş.
Büyücü, sihirli güçlerini kullanarak Mavi'ye saldırmış. Ancak, Mavi hızlı hareket etmiş ve büyücünün saldırılarından kaçmış. Sihirli değneğiyle büyücüyü etkisiz hale getirmek için tüm gücünü kullanmış. Sonunda, Mavi büyücüyü alt etmiş ve büyücü sihirli bir kafese hapsolmuş.
Büyücü, çaresizce kafeste kıvranırken, Mavi ona acıyarak bakmış. "Sana zarar vermek istemiyorum, ama ormana ve hayvanlara zarar vermeyi bırakmalısın," demiş.
Büyücü, pişmanlıkla başını sallamış. "Özür dilerim. Yaptıklarımdan pişmanım. Lütfen beni serbest bırak," demiş.
Mavi, büyücünün pişman olduğunu görünce, sihirli değneğiyle kafesi açmış. "Söz ver ki bir daha ormana ve hayvanlara zarar vermeyeceksin," demiş.
Büyücü, başını eğerek, "Söz veriyorum. Bir daha asla zarar vermeyeceğim," demiş.
Mavi, büyücüyü serbest bıraktıktan sonra ormana geri dönmüş. Orman hayvanları, Mavi'nin başarısını kutlamak için bir araya gelmişler. Herkes, Mavi'nin cesareti ve iyiliği sayesinde ormanın artık güvende olduğunu biliyormuş.
Kristal Çiçeği, Mavi'nin başarısını duymuş ve ona bir ödül vermek istemiş. Mavi'yi tekrar mağaraya çağırmış. Mavi, mağaraya girdiğinde Kristal Çiçeği parıldayarak onu karşılamış.
"Mavi, sen gerçekten cesur ve iyi kalplisin. Görevinizi başarıyla tamamladın ve ormanın koruyucusu olmayı hak ettin," demiş Kristal Çiçeği. Ardından, Mavi'ye sihirli bir taç vermiş. Bu taç, Mavi'nin ormanın resmi koruyucusu olduğunu simgeliyormuş.
Mavi, taçı gururla takmış ve Kristal Çiçeği'ne teşekkür etmiş. "Bu benim için büyük bir onur. Ormanı ve tüm canlıları koruyacağım," demiş.
Mavi, Peristan'a geri döndüğünde, köyde büyük bir kutlama yapılmış. Tüm periler, orman hayvanları ve köy halkı Mavi'nin başarısını kutlamışlar. Mavi, artık Peristan'ın ve ormanın resmi koruyucusuymuş.
Zaman geçtikçe, Mavi her gün ormanı korumaya devam etmiş. Hayvanlar ve periler, Mavi'ye güvenmiş ve onun liderliğinde huzurlu bir yaşam sürmüşler. Mavi, her gece gökyüzüne bakarak yıldızların parıltısında huzur bulmuş.
Ve böylece, Mavi'nin cesareti ve iyiliği sayesinde, Peristan ve orman uzun yıllar boyunca barış ve mutluluk içinde yaşamışlar. Herkes, Mavi'nin hikayesini anlatmış ve onun gibi cesur ve iyi kalpli olmayı öğrenmiş.
Gökyüzünde yıldızlar parıldarken, Mavi'nin hikayesi nesilden nesile aktarılmış ve periler ile hayvanlar, Mavi'nin cesaretini ve iyiliğini asla unutmamışlar. Mavi, hayatı boyunca ormanı ve tüm canlıları koruyarak mutlu bir yaşam sürmüş. Masal da burada mutlu sonla bitmiş.
Arkadaşlarınla Paylaş