Bir varmış, bir yokmuş. Masal diyarında mutlu bir prenses yaşarmış. Adı Ela'dymış. Ela, prenses olmasına rağmen oldukça sıradan bir hayatı olan bir kızdı. Babası Kral Can ve annesi Kraliçe Ayşe ile birlikte büyük bir sarayda yaşarlardı. Ela'nın en büyük hayali, prenseslerin yaşadığı büyülü bir dünya keşfetmekti. O kadar çok masal okumuştu ki, artık gerçek bir prenses olmak istiyordu.
Bir gün, Ela'nın hayali gerçek oldu. Sarayın bahçesinde dolaşırken, masalsı bir ses duydu. Melek gibi bir peri, adı Nil'di, Ela'nın yanına gelerek onun hayalini gerçekleştirmek istediğini söyledi. "Ela, senin içindeki prenses potansiyelini gördüm ve sana bir teklifim var. Sana gerçek bir prenses olmanın yollarını göstereceğim." dedi Nil.
Ela sevinçle kabul etti ve Nil, Ela'yı farklı prenses okullarına götürdü. Ela renkli dünyaları, büyülü şatoları ve prenseslerin zarif kıyafetlerini keşfetmeye başladı. Her gün bir prensesle tanışıyor, onlardan dersler alıyor ve prenseslik görevlerini öğreniyordu.
Öğrenmekle kalmadı, Ela da zamanla erdemli, hoşgörülü ve cömert bir prenses haline geldi. İnsanların sorunlarıyla ilgilendi, onlara yardım etti ve içindeki prensesin ışığını herkesin görmesini sağladı.
Bir gün, Ela'nın o güzel yüreği, prenseslik görevleriyle bir çiftin hayatını değiştirmesine yardım etmek için kullanıldı. Bir köyde yaşayan Cemal adındaki genç bir adam, aşık olduğu Meryem'i kurtarmak için Ela'dan yardım istedi. Meryem, esir tutulan kötü kalpli bir cadı tarafından hapsedilmişti.
Ela, hemen harekete geçti ve prenseslerin öğretildiği tüm bilgileri kullanarak Cemal'e yardım etti. İlginç sınavları geçti, tuzakları aştı ve Meryem'i kurtarmayı başardı. Böylece, Ela'nın kendine ait bir peri hikayesi oldu. Prenses Ela, gerçek bir kahraman haline geldi.
O günün ardından Ela, tüm krallığa yayılan bir ün kazandı. İnsanlar onun cesaretine ve sevgisine hayran kaldılar. Kral Can ve Kraliçe Ayşe, Ela'yı gözlerinin önünde bu kadar büyüdüğü için gurur duyuyorlardı.
Ela'nın hayali gerçek olmuş, prenses olmanın ne demek olduğunu öğrenmişti. Artık sarayında daha fazla kalmak istemeyen Ela, insanlara yardım etmek için saraydan ayrıldı. Kral Can ve Kraliçe Ayşe'nin izniyle başka yerlere gitti ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için çabaladı.
Ela, prenses olarak hayatının geri kalanını sevgi dolu bir şekilde geçirirken, prensesin içindeki kahramanı hiç kaybetmedi. Ve böylece, her gün artan bir mutluluk ve neşeyle, masal diyarındaki maceralarına devam etti.
Bu masalın sonu, Ela'nın gerçek bir prenses olarak hikayesini yazmasıyla bitti... ve Ela'nın hikayesi, sonsuza dek masallardan biri olarak hatırlanmaya devam etti.
Arkadaşlarınla Paylaş