Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yemyeşil tepelerin ardında, kocaman bir krallık varmış. Bu krallığın adı Yıldız Krallığı’ymış. Yıldız Krallığı'nın hükümdarı Kral Arif ve Kraliçe Selin, halkları tarafından çok sevilir, adaletli ve merhametli yönetimleriyle tanınırlarmış. Bu güzel krallığın bir de cesur, iyi kalpli ve meraklı bir prensi varmış Prens Deniz.
Prens Deniz, henüz altı yaşındaymış ama zekası ve cesaretiyle herkesin dikkatini çeker, her fırsatta yeni şeyler öğrenmeye çalışırmış. Bir gün, sarayın bahçesinde oynarken, yaşlı bir bahçıvan ona bir hikaye anlatmış. Bu hikayeye göre, krallığın sınırlarında Gizemli Orman adında bir yer varmış ve bu ormanda birçok sır saklıymış. Bahçıvan, Gizemli Orman'da kaybolmuş bir hazine ve ormanı koruyan bilge bir büyücünün yaşadığını söylemiş.
Prens Deniz, bu hikayeden çok etkilenmiş ve ormanı keşfetmek için sabırsızlanmış. Fakat, ormanın tehlikelerle dolu olduğunu ve yalnız gitmemesi gerektiğini biliyormuş. Bu yüzden, en yakın arkadaşı olan Şahin'i de yanına alarak Gizemli Orman'a gitmeye karar vermiş. Şahin, Kral Arif'in en sadık muhafızlarından biriymiş ve Prens Deniz'i çok severmiş.
Bir sabah erkenden yola çıkmışlar. Yanlarına yiyecek, su ve bir de harita almışlar. Yol boyunca, Prens Deniz ve Şahin, kuşların cıvıltıları eşliğinde yürümüşler, güzel çiçekleri koklamışlar ve çeşitli hayvanlarla karşılaşmışlar. Ormanın derinliklerine ilerledikçe, ağaçlar daha sıklaşmış ve güneş ışıkları azalmış. Bu, ormanın gerçekten de gizemli olduğunu gösteriyormuş.
Bir süre sonra, önlerine kocaman bir kapı çıkmış. Bu kapı, taşlardan yapılmış ve üzeri sarmaşıklarla kaplıymış. Kapının üzerinde, “Bilge Büyücünün Evi” yazıyormuş. Prens Deniz, kapıyı çalmak için elini uzattığında, kapı kendiliğinden açılmış. Şahin ile birlikte içeri girmişler ve karşılarında uzun sakallı, gözlerinde bilgelik parıltıları olan yaşlı bir büyücü görmüşler.
Bilge Büyücü, Prens Deniz ve Şahin'i dostça karşılamış. Prens Deniz, büyücüye neden burada olduklarını ve Gizemli Orman hakkında daha fazla şey öğrenmek istediklerini anlatmış. Bilge Büyücü, onların cesaretini takdir etmiş ve onlara yardım etmeye karar vermiş.
Büyücü, Prens Deniz'e ormanın tehlikelerini ve içinde saklı olan hazineleri anlatmış. Ancak, bu hazinelerin sadece iyi kalpli, cesur ve yardımsever kişilere açıldığını söylemiş. Eğer birisi kötü niyetle hazineleri ararsa, ormanın tehlikeleriyle karşılaşırmış.
Büyücü, Prens Deniz ve Şahin’e bir görev vermiş. Ormanın derinliklerindeki eski bir tapınakta, krallığın iyiliği için saklanan bir asa varmış. Bu asayı bulmaları gerekiyormuş, çünkü asanın gücü, krallığı her türlü tehlikeden koruyabilirmiş. Ancak, asaya ulaşmak için birkaç zorlu görevi tamamlamaları gerekirmiş.
İlk görev, ormanın içindeki kayıp çocukları bulmakmış. Bu çocuklar, oyun oynarken ormanda kaybolmuşlar ve çıkış yolunu bulamıyorlarmış. Prens Deniz ve Şahin, hemen yola koyulmuşlar ve çocukların izlerini takip etmeye başlamışlar. Bir süre sonra, çocukların seslerini duymuşlar. Sesleri takip ederek, çocukların korkmuş ve aç bir halde bir ağacın altında oturduklarını görmüşler.
Prens Deniz, çocuklara yaklaşarak onları sakinleştirmiş ve yiyeceklerini paylaşmış. Şahin ise çocukların ailelerine haber vermek için ormandan çıkmış. Prens Deniz, çocuklarla birlikte beklerken, onlara hikayeler anlatmış ve korkularını yenmelerine yardımcı olmuş. Şahin geri döndüğünde, çocukların aileleri de onunla birlikte gelmiş ve çocuklarını sağ salim buldukları için Prens Deniz ve Şahin'e teşekkür etmişler.
İkinci görev, ormanın içinde mahsur kalan hasta bir yaşlı kadını bulmakmış. Yaşlı kadın, şifalı bitkiler toplarken ayağını burkmuş ve yürüyemez hale gelmiş. Prens Deniz ve Şahin, yaşlı kadının yardım çığlıklarını duyarak ona ulaşmışlar. Şahin, yaşlı kadını sırtında taşıyarak ormanın dışına çıkarmış ve onu şehre götürmüşler. Şehrin hekimi, yaşlı kadının ayağını tedavi etmiş ve kadının sağlığına kavuşmasını sağlamış.
Üçüncü ve son görev ise, ormanın derinliklerindeki kötü kalpli bir büyücüyü yenmekmiş. Bu kötü büyücü, ormanın huzurunu bozuyor ve ormanın sakinlerine zarar veriyormuş. Prens Deniz ve Şahin, cesaretlerini toplayarak kötü büyücünün karşısına çıkmışlar. Büyücü, onlara sihirli güçleriyle saldırmış, ama Prens Deniz ve Şahin, bilge büyücünün verdiği sihirli kalkanlarla kendilerini koruyabilmişler.
Kötü büyücü, Prens Deniz ve Şahin'in cesaretine hayran kalmış ve onlara yenildiğini kabul etmiş. Onlardan özür dileyerek, kötü niyetlerinden vazgeçmiş ve ormanın iyiliği için çalışmaya söz vermiş. Prens Deniz ve Şahin, kötü büyücüyü affetmiş ve ona doğru yolu göstermişler.
Bütün görevleri başarıyla tamamlayan Prens Deniz ve Şahin, bilge büyücünün yanına geri dönmüşler. Bilge Büyücü, onlara teşekkür etmiş ve asayı vermiş. Prens Deniz, asayı krallığa götürerek, babası Kral Arif ve annesi Kraliçe Selin'e teslim etmiş. Asa, krallığın güvenliğini sağlamış ve Yıldız Krallığı'na barış ve huzur getirmiş.
Prens Deniz, bu maceradan çok şey öğrenmiş. Cesaretin, iyiliğin ve yardımseverliğin ne kadar önemli olduğunu anlamış. Krallık halkı, Prens Deniz'in bu cesur ve iyilik dolu macerasını duymuş ve onu daha da çok sevmişler.
Böylece, Prens Deniz ve Yıldız Krallığı mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamışlar. Prens Deniz, her zaman yeni maceralar ve iyiliklerle dolu bir hayat sürmüş.
Gökten üç elma düşmüş biri anlatanın, biri dinleyenin, diğeri de bütün iyi kalpli çocukların başına.
Masal burada bitmiş.
Arkadaşlarınla Paylaş