Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlardaki yemyeşil vadilerin, huzurlu ormanların ve berrak nehirlerin bulunduğu bir ülkede, küçük ama cesur bir prens yaşarmış. Bu prensin adı Arda’ymış. Arda, halkının sevgisini kazanan ve onların gönlünde taht kuran çok özel bir prensmiş. Diğer prenslerden farklı olarak, Arda sırf kraliyet görevlerini yapmakla yetinmez, aynı zamanda halkıyla vakit geçirip onların dertlerine çare bulmak için canla başla çalışırmış.
Arda’nın babası, ülkenin kralı, yaşlanmış ve ağır hastalıklara yakalanmış. Artık ülkenin tüm yükü genç prens Arda’nın omuzlarına kalmış. Fakat Arda, daha çocuk yaşında olmasına rağmen bu görevi cesurca üstlenmiş. Her sabah erkenden kalkıp at biner, ok atar, sarayın muhafızlarıyla çalışır, ardından da kütüphaneye gidip büyük kahramanların hikayelerini okurmuş. Bilge Halil adlı danışmanıyla birlikte eski kitaplardan ülkesi hakkında bilmediği her detayı öğrenmeye çalışır, halkına en iyi şekilde hizmet edebilmek için bilgi biriktirirmiş.
Bir gün, Arda bir yandan antrenman yaparken bir yandan da babasının yanındaki Bilge Halil’in fısıltılarını duymuş. Bilge Halil, Kral’a bir göl canavarından bahsediyormuş. Canavar, krallığın doğusundaki köylere zarar veriyor, ekinlere ve tarlalara adeta kabus gibi çöküyormuş. İnsanlar ise ne yapacaklarını bilemez hale gelmişler. Arda’nın kulaklarına fısıldanan bu tehlike kulağına çalınınca hemen harekete geçmeye karar vermiş. Babasının huzuruna çıkmış ve krallığını koruma görevinin kendisine verilmesini istemiş.
Kral önce oğlunu dinlemiş ve gözlerine baktığında, onda saf bir cesaret, büyük bir azim görmüş. Yaşlı olmasına rağmen Arda’nın böyle bir göreve gönüllü olması Kral’ı gururlandırmış. Oğlu için duyduğu gururla ona bu görevi vermiş ve “Halkımızın geleceği sana emanet, cesur oğlum,” demiş. Bilge Halil ise Arda’ya, göl canavarının daha önce kimse tarafından görülmediğini, bu yüzden onu durdurmanın kolay olmadığını söyleyerek bir harita uzatmış. “Bu harita, senin yolunu gösterecek ve gölün kenarına ulaşmanı sağlayacak. Fakat orada ne bulacağını asla bilemezsin,” demiş.
Arda, hem cesaretli hem de akıllı bir gençmiş. Yola çıkmadan önce muhafızlarına ve Bilge Halil’e emirler vermiş, halkının güvenliğini sağlayacak önlemler aldırmış. Atını hazırlayıp, yanına bir miktar yiyecek ve su almış. Kılıcını kuşanmış ve yola koyulmuş.
Yol boyunca Arda, birçok köyden geçmiş. Geçtiği köylerde köylüler onu sevinçle karşılamışlar, onun krallık için yaptığı fedakarlıklardan dolayı minnettar olduklarını dile getirmişler. Arda her birine teşekkür etmiş, onların umut dolu sözlerini duymak ona daha da güç vermiş. Küçük çocuklar Prens Arda’nın etrafında toplanıp onunla konuşmak, hikayesini dinlemek istemişler. Prens ise yorgun da olsa hiçbirini geri çevirmemiş, her birine gülümsemiş, onların korkularını yatıştırmış ve “Sizler merak etmeyin, her şey yoluna girecek,” diyerek yollarına devam etmiş.
Günün sonunda Arda, göl kenarına ulaşmış. Bu göl, öyle büyük ve öyle derinmiş ki, adeta bir deniz gibiymiş. Suyu koyu bir yeşile bürünmüş, çevresi ise ormanla kaplıymış. Sanki doğanın koruduğu, insanlardan gizlediği bir yer gibi duruyormuş. Gölde derin bir sessizlik hakimmiş ve bu sessizlik, Arda’nın içindeki cesareti biraz daha artırmış.
Arda göl kenarında beklemeye başlamış. Gölün kenarında düşünceli düşünceli gezinirken aniden suyun yüzeyinde büyük bir hareketlilik olmuş. Su dalgalarla birlikte kıpırdamaya başlamış ve gölün derinliklerinden kocaman bir yaratık yavaşça suyun üstüne doğru çıkmış. Bu, yeşil pullarla kaplı, gözleri kocaman ve adeta ateş gibi parlayan bir göl canavarıymış. Arda canavarı görünce bir an korkuya kapılsa da, hemen kendini toparlamış ve dimdik durarak seslenmiş: “Ey gölün efendisi! Ben Prens Arda. Krallığımıza zarar vermemeni, halkımı korkutmanı durdurmanı istiyorum. Eğer buna devam edersen karşında beni bulacaksın!”
Canavar, Arda’nın cesaretine hayret etmiş. Normalde karşısında korkup kaçan insanları gördüğünden, böyle bir cesaret sergileyen birini görmemiş. Arda’nın cesur duruşunu ve samimi sözlerini duyunca biraz sakinleşmiş. Göl canavarı Arda’ya dönüp onunla konuşmaya başlamış: “Küçük prens, neden buradasın? Bu gölde yaşayan benim, buranın huzurunu bozan sizlersiniz. Gölümü kirletiyor, ormanımı yok ediyorsunuz. Ben de halkını korumak için buradayım.”
Arda şaşkınlıkla canavarın sözlerini dinlemiş. Halkının göl ve çevresine zarar verdiğini daha önce hiç düşünmemiş. Canavarın haklı olduğunu görmüş ve ona bu durumu düzelteceğine dair söz vermiş. “Eğer halkımın gölü temiz tutacağına ve çevresine zarar vermeyeceğine söz verirsem, sen de köylerimize zarar vermekten vazgeçer misin?” demiş.
Canavar, Arda’nın içten yaklaşımından etkilenmiş. Ona güvenmiş ve “Evet, küçük prens, eğer sözünü tutarsan ben de krallığına zarar vermem,” demiş. Arda ve canavar arasında yapılan bu anlaşma, halkın geleceğini kurtarmış. Arda, büyük bir iç huzuruyla oradan ayrılmış ve krallığa geri dönmüş.
Krallığa dönerken halk onu büyük bir sevinçle karşılamış. İnsanlar, göl canavarıyla yaptığı bu dostane anlaşmadan dolayı Arda’ya teşekkür etmiş ve ona olan sevgileri daha da artmış. Arda ise babasının yanına gidip ona yaşadığı macerayı anlatmış. Kral babası, oğlunun büyüdüğünü ve krallığını koruyabilecek kadar cesur ve bilge bir lider olduğunu görerek ona sımsıkı sarılmış.
Arda’nın bu hikayesi, krallığın dört bir yanına yayılmış. Dilden dile, nesilden nesile anlatılmış. Cesur prens, ülkesinin en sevilen kahramanlarından biri olmuş. Onun sayesinde insanlar, doğayı korumanın ve her türlü canlının hakkına saygı göstermenin önemini öğrenmişler.
Yıllar sonra bile Arda, ülkesini korumaya ve halkıyla birlikte barış içinde yaşamaya devam etmiş. Ülkesinde artık huzur hakimmiş, göl ise berrak ve temiz kalmış. Herkes Prens Arda’nın hem cesaretiyle hem de akıllıca çözüm üreten barışçıl yaklaşımıyla gurur duymuş.
Ve işte o günden sonra Prens Arda, halkına adaletle hizmet eden, herkesin saygı duyduğu bir kral olmuş. Ülkesinde mutluluk ve huzur içinde uzun yıllar boyunca halkıyla beraber yaşamış.
Gökten üç elma düşmüş; biri Prens Arda’nın, biri göl canavarının, diğeri ise bu masalı okuyan miniklerin başına…
Arkadaşlarınla Paylaş
