Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların, renkli çiçek bahçelerinin ve ışıl ışıl parlayan dere kenarlarının bulunduğu büyülü bir diyar varmış. Bu diyarın adı Periler Ülkesi imiş. Her şeyin sihirli olduğu, hayvanların dahi konuşabildiği bu ülkede, minik kalpleri sevgiyle dolduran, merak ve öğrenme arzusu aşılayan pek çok peri yaşarmış. Ülkede, neşe dolu gülüşler, kibar sözler ve yardımseverlik her yerde hissedilirmiş. İşte tam bu ülkede, altı yaşındaki sevimli Elvan adında bir kız çocuğu yaşarmış. Elvan, hem doğayı hem de hayvanları çok sever, her gün yeni şeyler keşfetmek için can atarmış. Okulda öğrendiği bilgilerle evde annesinin anlattığı eski peri masallarını harmanlayarak, kendi hayal dünyasında büyülü maceralar kurarmış.
Bir gün, Elvan, evinin yakınındaki küçük ormanda yürüyüşe çıkmış. Orman, güneşin altın ışıklarıyla süslenmiş, kuşların tatlı cıvıltıları, rüzgarın nazik fısıltılarıyla birleşince adeta büyülü bir senfoni yaratıyormuş. Elvan, çiçeklerin arasında koşarken, yere düşen parlak bir taş fark etmiş. Taş o kadar ışıltılıymış ki sanki içinden minik bir ışık kaynağı akıyor gibiymiş. Merakına yenik düşen Elvan, taşı eline almış ve o anda etrafı hafifçe parlamaya başlamış. Işıklar içinde beliren ince, zarif ve renkli kanatlara sahip bir peri, kibar bir gülümsemeyle Elvan’ın karşısına çıkmış. Bu peri, Altın Kanatlı Peri imiş. Altın Kanatlı Peri, "Sevgili Elvan, senin içindeki saf merak ve sevgi sayesinde beni çağırdın," demiş. Elvan, biraz şaşkınlıkla "Beni mi çağırdın? Ben sadece yerde parlak bir taş gördüm," diye sormuş. Peri gülümseyerek, "Evet, çünkü her güzel şeyin ardında bir sır, her ışıltının içinde bir hikaye yatar. Bu taş, senin keşif ve öğrenme arzusunun sembolüdür," diye açıklamış.
Peri, Elvan’a elini uzatmış ve "Gel, sana Periler Ülkesi’ni gezdireyim," demiş. Elvan, periyle birlikte ormanın derinliklerine doğru yürümeye başlamış. Yürürlerken, Altın Kanatlı Peri, ormanda yaşayan sevimli hayvanlardan, ağaçların konuştuğundan ve çiçeklerin açarken söyledikleri sır dolu hikayelerden bahsetmiş. Elvan, her bir hikayeyi dikkatle dinlerken, hem eğleniyor hem de öğreniyormuş. Peri, "Ormanda her şey birbiriyle bağlantılıdır. Ağaçlar, toprağın bize sunduğu besinleri paylaşır; hayvanlar birbirlerine yardım eder, doğa ise sabır, sevgi ve dayanışma öğretilerini taşır," diye anlatmış. Bu sözler, Elvan’ın kalbine dokunmuş. O an, doğanın aslında insanlara nasıl güzel dersler verdiğini anlamış.
Yolculukları sırasında Elvan, parlak taşın kaynağına benzer, küçük bir dere kenarında toplanmış, minik su damlacıklarıyla parlayan çiçeklere rastlamış. Derede, suyun yansıttığı gökyüzünü izlerken, peri devam etmiş: "Bak Elvan, su her zaman akışını kesmez. Zorluklar karşısında bile akmaya devam eder. Bu, hayatın da sana öğrettiği bir derstir; her şey akıp gider, değişir, ama sevgi ve dostluk kalıcıdır." Elvan, suyun huzur verici sesiyle bu sözü yüreğine kazımış.
Ormanın daha da derinliklerinde, eski ağaçların arasında bir açıklığa gelmişler. Burada, yüzlerce renkli çiçek açmış, kelebekler cıvıldayarak uçuşuyormuş. Elvan, etrafı hayranlıkla incelerken, perinin rehberliğinde küçük bir meşe ağacının altında duran yaşlı bir kaplumbağa ile karşılaşmışlar. Kaplumbağa, yavaşça ve sakin bir sesle, "Merhaba sevgili küçük dostlar, ben Bilgelik Kaplumbağasıyım. Doğanın sırlarını öğrenmek isteyenlere, her adımda sabır, sevgi ve anlayış getirdiğini hatırlatırım," demiş. Elvan, bu sözleri dinlerken, sabrın ve anlayışın ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş. Peri, "Görüyor musun Elvan, her canlının kendi zamanı vardır. Bizler de tıpkı bu kaplumbağa gibi, her adımımızı dikkatle atmalı, sabırla öğrenmeliyiz," diye eklemiş.
Gün batımına doğru, Altın Kanatlı Peri, Elvan’ı Periler Ülkesi’nin en yüksek noktasına, devasa bir gül ağacının tepesine çıkarmış. Buradan, tüm ormanı, parlayan çiçekleri, neşeli hayvanları ve akşam güneşinin altın sarısı ışıklarını görebiliyormuş. Elvan, gözleri parlayarak, "Ne kadar da güzel! Her şey birbirine bağlı, doğa bize çok şey öğretiyor," demiş. Peri, "İşte bu yüzden doğayı sevmek, ona saygı duymak ve korumak çok önemlidir. Sen büyüdükçe, bu bilgileri paylaşarak çevreni güzelleştirebilirsin. Öğrenmek, en büyük sihirdir," diye yanıtlamış.
Elvan, bu büyülü günün ardından eve dönerken, kalbinde birçok güzel ders ve unutulmaz anılarla doluymuş. Annesi, babası ve arkadaşları, onun gözlerinde parıldayan o ışıltıyı fark etmiş. Herkes, Elvan’ın anlattığı masalı dinlerken, doğanın, sabrın ve sevginin önemini anlamış. O günden sonra, Elvan her gün okulda öğrendiği bilgileri, evde yaşadığı maceralarla harmanlayarak, arkadaşlarına anlatmaya başlamış. Çocuklar, onun anlattığı hikayelerden ilham alarak doğayı korumanın, hayvanlara ve bitkilere saygı duymanın, sabırlı ve anlayışlı olmanın ne kadar değerli olduğunu öğrenmişler.
Periler Ülkesi’nde yaşanan bu büyülü macera, Elvan’ın kalbinde ve zihninde sonsuza dek yer etmiş. Altın Kanatlı Peri, ona ve diğer çocuklara her zaman hatırlatmış; "Sihir, en çok merak eden, öğrenmeye açık yüreklerde yaşar. Doğayı, dostluğu ve sevgiyi kalbine kazıyan herkes, her zaman büyülü bir dünya ile karşılaşır." Elvan, bu sözleri her zaman aklında tutmuş ve her yeni gün, öğrenmek için daha çok çaba göstermiş.
Günler, haftalar, aylar geçmiş; Elvan’ın bilgeliği ve sevgi dolu yüreği sayesinde, kasabada doğaya ve hayvanlara karşı duyulan sevgi artmış. Küçük bahçeler, parklar ve ormanlar, çocukların birlikte oynadığı, öğrendiği ve hayal gücünü beslediği yerler haline gelmiş. Her akşam güneş batarken, Elvan ve arkadaşları, doğanın sunduğu güzellikleri hatırlayarak birbirlerine güzel dileklerde bulunur, uykuya dalmadan önce minik kalplerinde umutla yeni maceralar kurarlarmış.
Masalımız burada mutlu sonla bitiyor. Elvan, Periler Ülkesi’nde yaşadığı bu unutulmaz maceranın etkisiyle, büyüdükçe doğayı korumayı, sevgiyle paylaşmayı ve öğrenmenin ne kadar değerli olduğunu unutmamış. Her gece, gökyüzüne bakıp parlayan yıldızları izlerken, kalbinde o büyülü günleri hatırlamış ve huzurla uykuya dalmış. Böylece, miniklerin kalplerinde, doğanın ve bilgeliğin gücüyle dolu, mutlu ve öğretici bir peri masalı sonsuza dek yaşamış.
Arkadaşlarınla Paylaş
