Bir zamanlar, çok uzak bir ormanda, küçük bir peri ailesi yaşardı. Bu peri ailesinin üç çocuğu vardı: Ada, Efe ve Zeynep. Onlar çok mutlu ve neşeliydiler. Her gün ormanda oyunlar oynar, çiçeklerle konuşur, kuşlarla şarkı söylerlerdi.
Bir gün, ormanın derinliklerinde, büyük ve korkunç bir ejderha belirdi. Bu ejderha çok açtı ve peri ailesinin evine doğru ilerledi. Periler bunu fark etti ve çok korktular. Hemen evlerini terk edip, ormanın güvenli bir yerine kaçtılar.
Ejderha peri ailesinin evine geldiğinde, onları bulamadı. Ama evdeki eşyaları gördü ve hepsini yemeye başladı. Perilerin yataklarını, masalarını, sandalyelerini, tabaklarını, bardaklarını yedi. Sonra da peri ailesinin bahçesindeki çiçekleri yedi. Perilerin evi artık harabeye dönmüştü.
Peri ailesi bunu gördüğünde çok üzüldü. Evlerini ve bahçelerini nasıl geri alacaklarını düşündüler. Ada, Efe ve Zeynep bir plan yapmaya karar verdiler. Ejderhayı yenmek için ona bir tuzak kuracaklardı.
Ada, Efe ve Zeynep ejderhanın sevmediği şeyleri buldular. Bir kova sirke, bir torba biber, bir demet sarımsak ve bir şişe limon suyu aldılar. Sonra bunları peri ailesinin evinin önüne bıraktılar. Ve ejderhanın gelmesini beklediler.
Ejderha tekrar peri ailesinin evine geldiğinde, onları yine bulamadı. Ama önünde duran kova, torba, demet ve şişeyi gördü. Merak edip bunları kokladı. Ama çok kötü kokuyorlardı! Ejderha burnunu tıkadı ve geri çekildi.
Ada, Efe ve Zeynep bunu görünce sevindiler. Planlarının işe yaradığını anladılar. Hemen ejderhanın arkasından koştular ve ona bağırdılar:
- Sen kötü bir ejderhasın! Bizim evimizi yedin! Bizim bahçemizi yedin! Bize zarar vermeye çalıştın! Artık buradan git! Burası bizim evimiz!
Ejderha perilerin sesini duyunca şaşırdı. Onların nereden geldiğini anlayamadı. Ama onların cesaretine hayran kaldı. Ve onlara cevap verdi:
- Ben kötü bir ejderha değilim. Sadece çok açtım. Sizin evinizi yedim çünkü başka yiyecek bulamadım. Sizin bahçenizi yedim çünkü çok güzeldi. Size zarar vermeye çalışmadım. Sadece yalnızdım.
Periler bunu duyunca şaşırdılar. Ejderhanın aslında iyi bir kalbi olduğunu anladılar. Ve ona acıdılar. Ada, Efe ve Zeynep ejderhaya yaklaştılar ve ona dediler:
- Sen aç olduğun için mi bize saldırdın? Peki neden başka yiyecek aramadın? Ormanda çok lezzetli meyveler, sebzeler, mantarlar var. Onları yiyebilirsin.
Ejderha perilerin sözlerini dinledi ve başını salladı. Onlara teşekkür etti. Ve dedi ki:
- Ben başka yiyecek aramadım çünkü ormanın diğer hayvanları benden korkuyor. Onlarla arkadaş olmak istiyorum ama onlar bana yaklaşmıyor. Ben de yalnız kalıyorum.
Periler bunu duyunca üzüldüler. Ejderhanın aslında çok yalnız olduğunu anladılar. Ve ona yardım etmek istediler. Ada, Efe ve Zeynep ejderhaya gülümsediler ve ona dediler:
- Sen yalnız olduğun için mi bize saldırdın? Peki neden bize arkadaş olmak istediğini söylemedin? Biz seninle arkadaş olabiliriz. Seni ormanın diğer hayvanlarıyla tanıştırabiliriz.
Ejderha perilerin sözlerini duyunca çok sevindi. Onların arkadaş olmak istediğini duyunca çok mutlu oldu. Ve onlara sarıldı. Ve dedi ki:
- Ben bize arkadaş olmak istediğimi söylemedim çünkü sizin de benden korkacağınızı düşündüm. Ama siz bana korkmadınız. Bana yardım ettiniz. Bana arkadaş oldunuz. Çok teşekkür ederim.
Periler ejderhanın sarılmasına karşılık verdiler. Onunla arkadaş oldukları için çok mutlu oldular. Ve dediler ki:
- Biz sana korkmadık çünkü senin de iyi bir kalbin olduğunu gördük. Bize yardım etmene gerek yok. Bize arkadaş oldun. Bu yeterli.
Ve böylece peri ailesi ve ejderha arasında güzel bir dostluk başladı. Periler ejderhayı evlerine davet ettiler. Ejderha da onlara evlerini ve bahçelerini yeniden yapmalarına yardım etti.
Ormanın diğer hayvanları da peri ailesinin ve ejderhanın dostluğunu gördüler. Onlar da ejderhadan korkmayı bıraktılar. Ve onunla arkadaş olmaya başladılar.
Peri ailesi, ejderha ve ormanın diğer hayvanları hep birlikte mutlu bir şekilde yaşadılar. Ve hep birlikte ormanda oyunlar oynadılar, çiçeklerle konuştular, kuşlarla şarkı söylediler.
Arkadaşlarınla Paylaş