Bir gün, Minik Ayşe ve Ali evlerinin bahçesinde oynuyorlardı. Birden gökyüzünde parlak bir yıldız belirdi. Yıldız, Minik Ayşe'ye ve Ali'ye göz kırptı. Çocuklar çok şaşırmıştı. Yıldız onlara doğru konuştu: "Merhaba sevgili dostlarım! Ben Simurg'um. Sizlere çok güzel bir uyku masalı anlatacağım. Her gece bu masalı dinleyerek derin bir uykuya dalacak ve güzel rüyalar göreceksiniz. Hazır mısınız?" Minik Ayşe ve Ali heyecanla başlarını salladılar. Simurg, hikayesine başlamak üzereydi. "Uzun zaman önce, sevginin olduğu büyülü bir ormanda yaşayan iki dost vardı.
Birisi sevimli tavşan Şenay, diğeri de cesur ayı Ali. Şenay ve Ali, her gece yıldızların parladığı masmavi gökyüzünü izlerken birbirlerine masallar anlatırlardı. Masalları dinlerken de huzurlu bir şekilde uyurlardı. Bir gece, yıldızlar çok parlaktı ve gökyüzünde bir yıldız daha belirdi. Şenay ve Ali, bu yıldızı ilgiyle izledi." Simurg, masalını sürdürüyordu. Minik Ayşe ve Ali, gözlerini kısarak dinlemeye devam ettiler. "Yıldız, Şenay ve Ali'ye doğru konuştu: 'Gökte yanı başımda dolunayı göreceğimiz büyülü bir yere gitmek ister misiniz? Orada sadece sevginin olduğu bir dünya var. Hem eğlenceli hem de sakin. İçinde en güzel uyku masalları da bulunuyor. Sizi bu yerde görmek isterim.'" Minik Ayşe ve Ali birbirine bakarak heyecanla kabul ettiler. Yıldız, onları alıp götürdü ve büyülü dünyaya getirdi. Şenay ve Ali, bu yeni dünyayı keşfederken çok mutluydular. Burada yemyeşil çimenler, rengarenk çiçekler ve uçuşan kelebekler vardı. Her gece, göğe yükselen parlak dolunayı izlerken Simurg masallar anlatıyordu. Şenay ve Ali, masalları dinlerken derin bir uykuya daldılar. İşte o zaman, en güzel rüyaları görmeye başladılar. Bir gece, Şenay ve Ali rüyalarında birlikte bahar çiçeklerinin arasında dans ediyorlardı.
Dans ederken doğanın güzel seslerini duyuyorlardı. Kuşlar ötüyordu, rüzgar hafifçe esiyordu. Masmavi bir gökyüzü altında eğleniyorlardı. Rüyalarının sonunda, Şenay ve Ali gülerken uyandılar. Uyandıklarında gökyüzünde yıldızlar yan yana sıralanmıştı. Minik Ayşe ve Ali, Simurg'u selamlayarak teşekkür etti. Simurg mutlu bir şekilde güldü ve şöyle dedi: "Her gece uyurken, bu masalı hatırlayın. Hepiniz, sevgi dolu bir dünyada güzel rüyalar görün. Şimdi, masmavi gökyüzünde parlak dolunayın altında uyuyun, sevgili dostlarım." Ve böylece, Minik Ayşe ve Ali güzel bir uykuya daldılar. Onlar uyurken gökyüzünde parlayan yıldızlar, sevgi ve mutlulukla dans etti. Minik Ayşe ve Ali, Simurg'un hikayesiyle uyuyan, onu her zaman hatırlayan çocuklardı. Sonunda, sevgi dolu bir masalın ardından Minik Ayşe ve Ali uyanarak, güne mutlu bir şekilde başladılar.
Sabah güneşinin ışıklarıyla uyanan Minik Ayşe ve Ali, bahçelerindeki çimenlerin üzerinde keyifli bir şekilde oyun oynuyorlardı. Geceyi rüyalarla dolu bir masalın ardından geçiren çocuklar, kendilerini huzurlu ve mutlu hissediyorlardı. Simurg'un anlattığı büyülü dünyanın hatıraları hala zihinlerinde taze ve canlıydı.
Minik Ayşe, çiçeklerin arasında koştururken, Ali onun peşinden sallanıyordu. Baharın güzel kokuları etraflarını sarmıştı ve kuşların neşeli ötüşleri baharın gelişini kutluyordu. Minik Ayşe ve Ali, bu mutlu anların tadını çıkarırken, Simurg'un hikayesi hala zihinlerinde dolanıyordu.
"Ali, hatırlıyor musun? Simurg bize ne kadar güzel bir masal anlatmıştı!" diye seslendi Minik Ayşe, keyifli bir gülümsemeyle.
Ali, kendi düşüncelerine dalıp, "Evet, gerçekten de öyleydi. O masalı unutmamız imkansız," dedi.
Masalı hatırlamak, onları tekrar o büyülü dünyaya götürüyormuş gibi hissettiriyordu. Simurg'un sesi hala kulaklarında çınlıyordu ve o büyülü dünyanın görüntüleri gözlerinin önünde canlanıyordu.
Birden, gökyüzünde bir ışık belirdi ve o ışık, yavaşça Minik Ayşe ve Ali'nin üzerine doğru indi. Minik Ayşe ve Ali şaşkınlıkla yukarı baktılar ve gördükleri manzara karşısında büyülendiler.
Gökyüzünde parlayan ışık, Simurg'un görüntüsünü oluşturuyordu. Simurg, Minik Ayşe ve Ali'ye gülümsedi ve onlara seslendi: "Merhaba sevgili dostlarım! Sizi tekrar ziyaret etmek istedim ve bir sürprizim var."
Minik Ayşe ve Ali, heyecanla Simurg'un yanına yaklaştılar. Simurg, onlara hafifçe gülümsedi ve devam etti: "Size birer özel hediye vermek istiyorum. Bu hediyeler, size her zaman hatırlatacaklar ki, sevgi dolu bir dünyada güzel rüyalar görebilirsiniz."
Minik Ayşe ve Ali, merakla Simurg'un ne tür bir hediye vereceğini bekliyorlardı. Simurg, ışığını parlattı ve Minik Ayşe'ye bir kitap, Ali'ye ise bir resim defteri uzattı.
"Bu kitap ve resim defteri, sizin hayal gücünüzü besleyecek ve güzel rüyalar görebilmeniz için size ilham verecek," dedi Simurg.
Minik Ayşe ve Ali, hediyeleri alırken içten bir teşekkürle gülümsediler. Bu hediyeler, onların düşler dünyasında yeni maceralara atılmalarına olanak tanıyacaktı.
Simurg, Minik Ayşe ve Ali'ye son bir kez gülümsedi ve "Şimdi, masmavi gökyüzünde parlak dolunayın altında uyuyun, sevgili dostlarım," dedi.
Minik Ayşe ve Ali, Simurg'un hediyesiyle mutlu bir şekilde evlerine döndüler. Akşam geldiğinde, yeni kitap ve resim defterlerini yanlarına alarak yataklarına uzandılar. Kitabı ve resim defterini gözden çıkarmadan önce, gökyüzündeki parlak dolunayı izlediler.
Yavaşça gözlerini kapatan Minik Ayşe ve Ali, Simurg'un hikayesiyle uyuyakaldılar. O gece, kitap ve resim defterinin ilham verici gücüyle güzel rüyalar gördüler. Birlikte, baharın güzellikleri, renkli çiçekler ve uçuşan kelebeklerle dolu bir dünyada dolaştılar. Her an, Simurg'un hediyesiyle yeni maceralara atılmak için bir fırsattı.
Sonunda, Minik Ayşe ve Ali, güne mutlu ve dinlenmiş bir şekilde başladılar. Simurg'un hikayesi ve hediyesi, onların hayal güçlerini besleyerek, her gece güzel rüyalar görmelerini sağlayacaktı. Ve böylece, Minik Ayşe ve Ali'nin düşlerindeki maceralar, Simurg'un sevgi dolu masalıyla devam edecekti.
Arkadaşlarınla Paylaş