Bir zamanlar, küçük ve sevimli bir kasabada, Mavi adında çok neşeli ve hayalperest bir çocuk yaşarmış. Mavi, adı gibi masmavi gözlere sahipmiş ve her gün çevresindeki güzellikleri keşfetmeyi çok severmiş. Ancak Mavi'nin en çok sevdiği şey, geceleri yatağına uzanıp gözlerini kapattığında gördüğü harika rüyalarmış. Her gece birbirinden farklı ve renkli rüyalar görürmüş. Rüyalarında bazen bulutların üzerinde zıplar, bazen de dev çiçeklerin arasında kaybolurmuş. Ama son zamanlarda Mavi, uykuya dalmakta zorlanmaya başlamış. Ne kadar yorgun olursa olsun, yatağına uzandığında gözlerini kapatmakta güçlük çekiyormuş. Rüyalarına kavuşamamak Mavi’yi çok üzüyormuş.
Bir akşam, Mavi yatağında dönüp dururken, annesi odaya girmiş ve ona sevgi dolu gözlerle bakmış. Annesi, Mavi'nin bu hâlini fark edince onun yanına oturmuş ve saçlarını okşamaya başlamış.
"Sevgili Mavi, neden uyuyamıyorsun? Bir sorun mu var?" diye sormuş annesi, şefkatli bir sesle.
Mavi, gözleri dolu dolu annesine bakmış ve içini dökmüş: "Anneciğim, eskiden her gece harika rüyalar görürdüm ama şimdi uyuyamıyorum. Gözlerimi kapattığımda rüyalarım gelmiyor. Çok üzülüyorum."
Annesi, Mavi'yi sımsıkı sarılmış ve ona gülümseyerek, "Endişelenme tatlım," demiş. "Sana yardımcı olacak harika bir çözümüm var. Seninle birlikte büyülü bir yolculuğa çıkacağız."
Mavi merakla annesine bakmış. "Büyülü bir yolculuk mu? Nereye gideceğiz?" diye sormuş heyecanla.
Annesi, Mavi'yi rahatlatmak için elini tutmuş ve tatlı bir sesle anlatmaya başlamış: "Bu gece, gözlerini kapattığında seni Mavi Rüya Adası’na götüreceğim. Orası, en güzel rüyaların doğduğu bir yer. Orada harika rüyalar görebileceksin."
Mavi'nin gözleri parlamış ve yüzünde büyük bir gülümseme belirmiş. "Mavi Rüya Adası mı? Gerçekten mi? Nasıl gideceğiz oraya?" diye sormuş sabırsızlıkla.
Annesi gülümseyerek, "Bu yolculuk için sadece hayal gücüne ihtiyacımız var," demiş. "Sen gözlerini kapat, ben de seni oraya götüreceğim. Sana eşlik edecek büyülü bir kuş da olacak. O, seni adaya taşıyacak."
Mavi, heyecanla yatağına uzanmış ve gözlerini kapatmış. Kalbi hızla atıyormuş ama annesinin sesi ona güven vermiş. Annesi, "Şimdi derin bir nefes al ve hayal etmeye başla," demiş yumuşak bir sesle.
Mavi, derin bir nefes almış ve hayal gücünü serbest bırakmış. Bir anda hafif bir esinti hissetmiş. Gözlerini açtığında, yanında tüyleri masmavi ve parlak bir kuş belirivermiş. Bu kuş, Mavi’ye adeta gülümsüyor gibi görünüyormuş. Mavi şaşkınlık ve sevinçle kuşa bakarken, kuş kanatlarını açmış ve Mavi’ye sırtına binmesi için işaret etmiş.
Mavi, hiç tereddüt etmeden kuşun sırtına binmiş. Kuş, güçlü kanatlarını çırparak gökyüzüne doğru yükselmeye başlamış. Mavi, kuşun sırtında yükseldikçe altlarında kalan kasabayı, evlerini ve ormanları görmüş. Gökyüzü o kadar berrak ve masmaviymiş ki, Mavi kendini bir masalın içindeymiş gibi hissetmiş.
Kuş, Mavi’yi gökyüzünde uzun bir yolculuğa çıkarmış. Yıldızların arasında uçmuşlar, bulutların üzerine dokunmuşlar. Mavi, her anın tadını çıkarıyormuş. Bir süre sonra uzakta, yemyeşil bir ada belirmiş. Bu ada, masmavi denizlerle çevriliymiş ve her köşesinden renkli çiçekler, yüksek ağaçlar fışkırıyormuş. İşte burası, annesinin bahsettiği Mavi Rüya Adası'ymış.
Kuş, adaya yaklaştıkça Mavi’nin heyecanı daha da artmış. Adada her şey çok güzel ve huzurlu görünüyormuş. Kuş, Mavi’yi adanın ortasındaki büyük bir ağacın altına indirmiş. Bu ağaç, Mavi’nin daha önce gördüğü hiçbir ağaca benzemiyormuş. Dalları yukarıya doğru uzanıyor ve altın rengi yaprakları hafif bir rüzgarla dans ediyormuş. Ağacın çevresi, mis gibi çiçek kokularıyla doluymuş. Mavi, bu manzarayı hayranlıkla izlerken, ağacın altında sessizce uzanmış ve gözlerini kapatmış.
Tam o anda, Mavi kendini bir rüyanın içinde bulmuş. Rüyasında, rengarenk tüyleri olan sevimli hayvanlarla dolu bir ormanda yürüyormuş. Bu hayvanlar Mavi’ye gülümsüyor ve onu yanlarına çağırıyormuş. Mavi, onlarla birlikte uçurtma uçurmuş, devasa gökkuşağına tırmanmış ve en sevdikleri yemekleri paylaşmışlar. Mavi, bu hayvanlarla eğlence dolu bir maceraya atılmış. O kadar mutluymuş ki, zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiş bile.
Rüyanın sonunda Mavi, tekrar kuşun yanına dönmüş ve kuş onu adadan geri götürmek için hazır olduğunu söylemiş. Mavi, biraz üzüntüyle adaya veda etmiş ama bu harika yolculuğu hiç unutmayacağını biliyormuş.
Kuş, Mavi’yi yavaşça tekrar yatağına bırakmış. Mavi gözlerini açtığında, kendini yatağında bulmuş ama yüzünde kocaman bir gülümseme varmış. O kadar rahatlamış ve mutlu hissediyormuş ki, gözlerini tekrar kapatarak huzurlu bir şekilde uyumaya devam etmiş.
Sabah olduğunda, annesi Mavi'nin odasına girmiş ve onun yüzündeki huzurlu ifadeyi görünce mutlulukla gülümsemiş. Mavi artık uykuya dalmakta zorlanmıyormuş. Her gece Mavi Rüya Adası'na yaptığı bu yolculuk, ona huzurlu ve güzel rüyalar getirmiş. Mavi’nin uykusu artık güçlü ve derinmiş.
Bu hikaye, Mavi’nin güzel rüyalarla dolu yolculuğunun sonu değilmiş. Zamanla, kasabadaki diğer çocuklar da Mavi’nin hikayesini duymuş. Hepsi, annelerine rüya yolculuğuna çıkmak istediklerini söylemişler. Ve böylece, tüm çocuklar gece gözlerini kapattıklarında, Mavi Rüya Adası'na yolculuk yaparak harika rüyalar görmeye başlamışlar.
Mavi, her sabah mutlu bir şekilde uyanmış ve bu rüya yolculuklarının tadını çıkarmaya devam etmiş. Artık Mavi için uyumak, en güzel anlardan biri olmuş ve her gece yeni maceralara atılmak için sabırsızlanmış.
Ve böylece, Mavi’nin rüya dolu yolculuğu, kasabadaki tüm çocuklara ilham vermiş. Herkes mutlu ve huzurlu bir şekilde uyuyup, güzel rüyalarla dolu uyanıyormuş.
Son.
Arkadaşlarınla Paylaş