Bir varmış bir yokmuş… Güzel, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, neşeli hayvanların yaşadığı bir köy varmış. Bu köyde herkes birbirine yardımcı olur, en küçük sorunlarını bile paylaşıp birlikte çözerlermiş. Bu hayvan köyünde en bilinen dostlardan biri Minik Ayı Lino’ymuş. Lino, diğerlerinden biraz farklıymış çünkü her fırsatta başkalarına yardım etmek için can atarmış. Arkadaşları onun bu özelliğine hayranlıkla bakar, Lino’nun içindeki iyiliği örnek alırlarmış.
Lino’nun bu yardımseverliği sadece arkadaşları arasında değil, ormanın derinliklerindeki hayvanlar arasında da duyulmuş. Gözleri yaşlı bir tavşan ona en son, “Lino, senin gibi dostlar olduğu için çok şanslıyız. Sen gerçekten iyi birisin,” demiş. Lino ise gülümseyerek, “Yardım etmek benim için bir zevk, hep birlikteysek daha güçlüyüz,” der, herkesin gönlünde bir ışık yakarmış.
Bir gün, köyün en yaşlılarından olan Baykuş Bilge, bütün hayvanları büyük bir toplantıya çağırmış. Lino ve diğer tüm hayvanlar, baykuşun huzuruna gitmişler. Baykuş Bilge, “Sevgili dostlarım, büyük ormanın içinde kaybolmuş bir geyik yavrusu var. Uzun zamandır ailesinden ayrı, aç ve korkmuş halde dolaşıyor. Ona yardım etmemiz gerekiyor,” demiş. Ormanda herkes heyecanlanmış ama en çok Lino’nun kalbi pır pır atmış.
Lino hemen öne çıkıp, “Bilge Baykuş, izin verirseniz geyik yavrusunu bulup ona yardım etmek istiyorum,” demiş. Bilge Baykuş ona onay vermiş ve Lino, küçük bir sırt çantasına yiyecek ve su koyarak yola koyulmuş. Lino, ormanın her köşesine bakmaya başlamış. Yol boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşmış ama her zorluk karşısında azmini kaybetmeden yoluna devam etmiş.
Ormanın derinliklerinde, Lino, dikenli çalılıkların ardında ağlayan küçük bir geyik yavrusu bulmuş. Yavru geyik, titreyerek Lino’ya bakmış. Lino ona nazikçe yaklaşarak, “Merhaba küçük dostum, ben Lino. Seni kurtarmak için buradayım. Korkma, şimdi güvendesin,” demiş. Geyik yavrusu önce korksa da Lino’nun sıcak bakışları ve yumuşak sesi onu rahatlatmış.
Lino, yavruya çantasındaki yiyeceklerden vermiş ve ona su içirmiş. “Merak etme, seni ailesine kavuşturacağım,” demiş. Yavru geyik mutluluktan gözleri parlayarak Lino’ya sarılmış. Lino ise ona güven vererek, “Her zaman başkalarına yardım etmek güzel bir şeydir,” demiş.
Bu sırada, Lino ve geyik yavrusu bir yandan ilerlerken, karşılarına dev bir nehir çıkmış. Nehrin suyu hızla akıyormuş ve nehirden geçmek imkânsız gibi görünüyormuş. Lino, etrafına bakmış ve bir çözüm bulmaya çalışmış. Ormandaki kuş dostlarına seslenmiş. Kuşlar, Lino’nun isteğini duyar duymaz yardım için hemen gelmişler. Kuşlar, nehrin üzerinde uçarak bir yol bulmaları için Lino’ya yardım etmişler. Lino, kuşların rehberliğiyle nehrin karşısına geçmeyi başarmış.
Yola devam ederken bir grup sincap ve tavşanla karşılaşmışlar. Lino, yavru geyikle bir süre dinlenip, arkadaşlarıyla sohbet etmiş. Bu sırada geyik yavrusu, Lino’ya minnetle bakarak, “Senin gibi bir dostum olduğu için çok mutluyum,” demiş. Lino ise ona bakarak, “Her zaman iyilik yapmayı ve yardım etmeyi hatırlamalıyız. Çünkü iyilik, başkalarını mutlu ederken bizi de güçlendirir,” demiş.
Yola devam ettiklerinde, gökyüzü kararmaya başlamış ve Lino ile geyik yavrusu, bir fırtına bulutunun geldiğini fark etmişler. Lino, hemen bir ağacın kovuğuna sığınarak yavru geyiği koruma altına almış. Fırtına geçtikten sonra ise yollarına devam etmişler. En sonunda, geyik yavrusunun ailesine ulaşmışlar. Geyik yavrusunun ailesi, yavrularını görünce sevinçle Lino’ya sarılmış. Lino, onlara sadece bir arkadaşlık görevi yaptığını söylemiş ve mutlu bir şekilde köyüne dönmek için vedalaşmış.
Lino, köyüne döndüğünde tüm dostları onu büyük bir coşkuyla karşılamış. Bilge Baykuş, “Lino, senin gibi iyilik dolu bir dostumuz olduğu için gurur duyuyoruz. Senin cesaretin ve yardımseverliğin herkes için örnek olmalı,” demiş. Lino ise gülümseyerek, “İyilik yaptıkça hem başkaları mutlu olur, hem de bizler iç huzuru buluruz. Yardım etmek her zaman bir mutluluktur,” diye cevap vermiş.
O günden sonra, Lino’nun iyilik hikayesi ormanda dilden dile dolaşmış. Herkes, iyilik yapmanın, yardımsever olmanın ve başkalarını düşünmenin önemini öğrenmiş. Lino, köyünde mutlu bir hayat sürmeye devam etmiş ve her zaman başkalarına yardım etmeye gönüllü olmuş.
Gökten üç elma düşmüş: biri Lino’nun, biri geyik yavrusunun, diğeri ise bu masalı okuyan siz çocukların başına…
Ve ormandaki bütün hayvanlar uzun yıllar boyunca dostluk ve iyilik içinde yaşamışlar.
Arkadaşlarınla Paylaş