Güneşin ilk ışınları küçük Mehmet'in penceresinden süzülürken, odanın her köşesini aydınlatıyordu. Annesi Ayşe Hanım, yumuşacık elleriyle oğlunun saçlarını okşuyor ve bugün ona çok özel bir hikaye anlatacağını söylüyordu.
Mehmet, merakla annesine bakarak, "Hangi hikaye anne? Bu sefer ne anlatacaksın?" diye sordu. Annesi sıcacık bir gülümsemeyle, İslamın güzelliklerini, sevgisini ve insanlığa olan katkılarını anlatmaya hazırlanıyordu.
"Dinle yavrum" dedi Ayşe Hanım, "İslam sadece ibadetlerden ibaret değildir. O, hayatın her alanında sevgiyi, saygıyı, merhameti ve yardımlaşmayı öğreten kutsal bir yoldur. Her davranışımızda, her düşüncemizde İslamın güzel prensiplerini yaşatmalıyız."
Mehmet dikkatle annesini dinliyordu. Her kelime onun küçük kalbinde iz bırakıyordu. Annesi ona Hz. Muhammed'in (S.A.V) hayatından örnekler vermeye başladı. Peygamberimizin ne kadar şefkatli, merhametli ve insana değer veren bir insan olduğunu anlattı.
"Biliyor musun Mehmet" dedi Ayşe Hanım, "Peygamberimiz yetim çocukları çok severdi. Onlara hep destek olur, onları korurdu. Zayıf insanlara yardım etmeyi, kimsesizlerin yanında olmayı öğütlerdi. O, sadece söylemekle kalmaz, her davranışıyla da örnek olurdu."
Mehmet gözlerini açarak dinliyordu. Her kelime onun için yeni bir öğreti, yeni bir güzellikti. İslam sadece ibadet değil, aynı zamanda insani değerlerin de kaynağıydı.
Annesi devam etti: "İslam bize komşularımıza saygı duymayı, onların haklarını korumayı öğretir. Bir komşunun aç olduğunu bilip de ona yardım etmemek, İslam ahlakına uygun değildir. Peygamberimiz her zaman 'Komşusu açken, kendisi tok yatan bizden değildir' buyurmuştur."
Mehmet, "Anne ben de komşularımıza nasıl yardım edebilirim?" diye sordu. Ayşe Hanım oğlunun elini tuttu ve "İşte bu, İslamın güzelliği" dedi. "Küçük şeylerle de olsa yardım edebilirsin. Mesela yaşlı komşuna su taşıyabilir, kitap okuyabilirsin. Küçük hareketler bile büyük sevaplar kazandırabilir."
Köyün yaşlı dedesi Hacı Baba da onlara katıldı. O da İslamın barış dini olduğunu, kimseye zarar vermemeyi, herkese saygı duymayı öğrettiğini anlattı. Mehmet gözlerini açarak dinliyordu.
Hacı Baba, "İslam bizlere farklılıklara saygı duymayı da öğretir" dedi. "Dili, dini, ırkı farklı olan insanlara da saygı göstermek, onları anlamaya çalışmak gerekir. Peygamberimiz 'İnsanları sevin, çünkü Allah tüm kullarını sever' buyurmuştur."
Mehmet, İslamın insan sevgisi üzerine kurulu olduğunu anlamaya başlıyordu. Annesi ona İslamın temel prensiplerini anlatmaya devam etti. Namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerin sadece Allah'a kulluk etmek için değil, aynı zamanda insani değerleri güçlendirmek için olduğunu söyledi.
"Zekât" dedi Ayşe Hanım, "sadece para vermek değildir. O, paylaşmaktır, başkalarının derdine ortak olmaktır. Zengin olan, fakirin ihtiyacını gözeten, ona yardım edendir."
Sonra Hacı Baba, Mehmet'e İslamın doğruluk ve dürüstlük prensiplerini anlattı. "Yalan söylememek, haksızlık etmemek, kimsenin hakkını yememek İslamın temel kurallarındandır" dedi.
Mehmet merakla sordu: "Peki anne, ben küçük olduğum halde nasıl İslamın güzelliklerini yaşayabilirim?"
Annesi gülümsedi ve "Sevgili oğlum" dedi, "Her şey küçük adımlarla başlar. Annenin ve babanın sözünü dinlemek, kardeşlerine iyi davranmak, arkadaşlarına yardım etmek, doğruyu söylemek bunların hepsi İslamın güzelliklerini yaşamaktır."
Günün sonunda Mehmet, İslamın güzelliklerini daha iyi anlamıştı. O artık sevginin, paylaşmanın, yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu biliyordu.
Akşam olduğunda Mehmet annesine sarıldı ve "Anne, İslam ne kadar güzel bir din ki" dedi. Ayşe Hanım oğlunun başını öptü ve "Evet yavrum, İslam sevgidir, barıştır, kardeşliktir" diye fısıldadı.
O gece Mehmet yatağında mutlu bir şekilde uyurken, kalbinde İslamın güzelliklerini taşıyordu. Rüyasında insanlara yardım eden, onları seven, merhamet gösteren bir kahraman görüyordu.
Sabah olduğunda Mehmet artık İslamın ne demek olduğunu daha iyi anlıyordu. O, sevginin, paylaşmanın, yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenmişti. Küçük kalbi sevgiyle, merhametle ve insani değerlerle dolmuştu.
Ve böylece Mehmet, İslamın gerçek anlamını küçücük kalbinde hissederek büyümeye devam etti. Her gün biraz daha fazla öğreniyor, biraz daha fazla sevgiyle doluyordu.
Bu masal, çocuklara İslamın sevgi, saygı ve merhamet dolu yönlerini öğretmeyi amaçlıyordu. Mehmet'in öyküsü, küçük kalplere İslamın gerçek özünü anlatmanın güzel bir yoluydu.
Arkadaşlarınla Paylaş