Güneşli bir sabahda, Küçük Ali gözlerini açtı. Pencereden içeri süzülen ışıklar odasını aydınlatıyordu. Yatağından kalktı ve her zamanki gibi annesine günaydın demek için mutfağa koştu. Annesi Ayşe Hanım, Ali'yi görünce gülümsedi ve "Günaydın canım oğlum, nasılsın?" diye sordu. Ali neşeyle "Çok iyiyim anneciğim!" diye cevap verdi.
Kahvaltı hazırlarken annesi Ali'ye sordu: "Bugün ne yapmak istersin?" Ali biraz düşündükten sonra, "Anneciğim, bana İslam'ın güzelliklerinden bahseder misin? Okulda arkadaşlarım farklı dinlerden bahsediyorlar ve ben de İslam hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorum," dedi. Annesi bu soruya çok sevindi ve "Tabii ki canım, kahvaltımızı yapalım, sonra seninle güzel bir yürüyüşe çıkıp konuşuruz," diye cevap verdi.
Kahvaltılarını bitirdikten sonra, Ali ve annesi evlerinin yakınındaki parka doğru yola çıktılar. Yolda yürürken, Ali etrafındaki güzelliklere hayran kaldı. Rengârenk çiçekler, cıvıl cıvıl öten kuşlar, gökyüzündeki beyaz bulutlar... Her şey o kadar güzeldi ki!
Annesi, Ali'nin bu ilgisini fark etti ve "Bak oğlum, gördüğün tüm bu güzellikler Allah'ın yarattığı nimetler. İslam, bize Allah'ın yarattığı her şeye saygı duymayı ve korumayı öğretir," dedi. Ali merakla sordu: "Peki anneciğim, İslam başka neler öğretir bize?"
Ayşe Hanım gülümseyerek cevap verdi: "İslam bize öncelikle sevgiyi öğretir canım. Allah'ı, Peygamberimizi, ailemizi, komşularımızı ve tüm insanları sevmeyi öğretir. Hatta hayvanlara ve doğaya karşı bile sevgi ve şefkat göstermeyi öğütler."
Ali düşünceli bir şekilde, "Ama anneciğim, bazen insanlar birbirlerine kötü davranıyorlar. Bu doğru mu?" diye sordu. Annesi, "Hayır canım, bu doğru değil. İslam bize her zaman iyi ve adil olmayı öğretir. Başkalarına zarar vermek, kötü davranmak İslam'ın öğretilerine aykırıdır," diye açıkladı.
Parkta bir banka oturup etrafı izlerken, Ali bir grup çocuğun oyun oynadığını gördü. Çocuklardan biri düşmüş, diğerleri ona yardım ediyordu. Ali bu manzarayı görünce gülümsedi ve "Anneciğim, bak çocuklar birbirlerine yardım ediyorlar. Bu da İslam'ın öğrettiği bir şey mi?" diye sordu.
Annesi başını sallayarak, "Evet canım, çok doğru. İslam bize yardımlaşmayı, dayanışmayı ve zor durumda olanlara destek olmayı öğretir. Peygamberimiz Hz. Muhammed de her zaman insanlara yardım ederdi," diye cevapladı.
Ali biraz düşündükten sonra, "Peki anneciğim, İslam temiz olmayı da öğretir mi?" diye sordu. Annesi gülerek, "Elbette! İslam temizliğe çok önem verir. Hem bedenimizin hem de ruhumuzun temiz olması gerektiğini söyler. Bu yüzden günde beş vakit namaz kılmadan önce abdest alırız, değil mi?" dedi.
Ali heyecanla, "Evet, ben de abdest almayı çok seviyorum! Hem temizleniyorum hem de Allah'a ibadet etmeye hazırlanıyorum," diye ekledi.
Parkta yürümeye devam ederken, Ali bir ağacın altında oturan yaşlı bir amca gördü. Amca kitap okuyordu. Ali merakla sordu: "Anneciğim, o amca ne yapıyor?" Annesi, "Galiba Kur'an-ı Kerim okuyor canım. İslam bize sürekli öğrenmeyi ve kendimizi geliştirmeyi de öğütler. Kur'an okumak, ilim öğrenmek çok değerlidir," diye açıkladı.
Ali biraz düşündükten sonra, "Anneciğim, ben de büyüyünce çok kitap okuyacağım ve hep yeni şeyler öğreneceğim!" dedi. Annesi oğlunun saçlarını okşayarak, "Aferin canım, bu çok güzel bir hedef," diye cevap verdi.
Parkın diğer ucuna geldiklerinde, Ali bir grup insanın yiyecek dağıttığını gördü. Merakla annesine sordu: "Anneciğim, bu insanlar ne yapıyor?" Annesi gülümseyerek, "Onlar ihtiyacı olan insanlara yiyecek dağıtıyorlar canım. Bu da İslam'ın öğrettiği güzel davranışlardan biri. Zekât vermek, sadaka vermek, ihtiyacı olanlara yardım etmek çok önemlidir," diye açıkladı.
Ali heyecanla, "Ben de büyüyünce hep insanlara yardım edeceğim!" dedi. Annesi oğlunu kucaklayarak, "Ne kadar güzel bir düşünce bu Ali'ciğim. İslam tam da bunu öğretir bize. Paylaşmayı, yardımlaşmayı ve birbirimizi sevmeyi..." diye ekledi.
Parkta biraz daha yürüdükten sonra, Ali ve annesi bir çeşmenin yanında durdular. Ali susamıştı ve su içmek istedi. Annesi ona çeşmeden su içerken dikkatli olması gerektiğini ve suyu israf etmemesi gerektiğini hatırlattı. "Bak canım, İslam bize israftan kaçınmayı da öğretir. Her nimet Allah'ın bize verdiği bir armağandır ve biz bunları dikkatli kullanmalıyız," dedi.
Ali suyunu içtikten sonra, "Anneciğim, İslam'ın öğrettiği bu güzel şeyleri öğrendikçe kendimi daha mutlu hissediyorum," dedi. Annesi gülümseyerek, "Evet canım, İslam insana huzur ve mutluluk verir. Çünkü bize doğru ve güzel yaşamanın yollarını gösterir," diye cevap verdi.
Eve dönüş yolunda, Ali ve annesi bir kedi gördüler. Kedi acıkmış görünüyordu. Ali hemen çantasından bir parça ekmek çıkardı ve kediye verdi. Annesi oğlunun bu davranışını görünce çok mutlu oldu. "Aferin Ali'ciğim! İşte bu da İslam'ın öğrettiği güzel davranışlardan biri. Hayvanlara şefkat göstermek, onları korumak ve beslemek çok önemlidir," dedi.
Ali kediye bakarken, "Anneciğim, kediler de Allah'ın yarattığı canlılar değil mi? Onları da sevmemiz ve korumamız gerekiyor," diye sordu. Annesi başını sallayarak onayladı: "Evet canım, tüm canlılar Allah'ın yarattığı varlıklardır ve hepsine saygı göstermeliyiz."
Eve vardıklarında, Ali öğrendikleriyle ilgili düşüncelere dalmıştı. Annesine dönerek, "Anneciğim, bugün çok güzel şeyler öğrendim. İslam'ın ne kadar güzel bir din olduğunu daha iyi anladım. Sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı, temizliği, bilgiyi ve doğayı korumayı öğretiyor bize. Ben de büyüdüğümde bu güzellikleri herkesle paylaşmak istiyorum," dedi.
Annesi oğlunu kucaklayarak, "Çok güzel Ali'ciğim. İşte İslam'ın güzelliği bu. Bize nasıl iyi bir insan olacağımızı ve dünyayı nasıl daha güzel bir yer yapabileceğimizi öğretir. Şimdi, öğrendiklerini uygulamaya ne dersin?" diye sordu.
Ali heyecanla, "Evet anneciğim! Hemen başlayabilirim. Önce odamı toplayarak temizliğe önem verdiğimi gösterebilirim. Sonra kardeşime ödevlerinde yardım ederek paylaşmayı ve yardımlaşmayı uygulayabilirim. Akşam da dedemle oturup onun anlattığı hikayeleri dinleyerek büyüklerime saygı gösterebilirim," dedi.
Annesi Ali'nin bu sözlerini duyunca çok mutlu oldu. "Aferin oğlum, işte böyle! İslam'ın güzelliklerini sadece öğrenmek yetmez, onları yaşamak ve uygulamak da çok önemlidir," dedi.
O günden sonra Ali, İslam'ın öğretilerini hayatında uygulamaya başladı. Arkadaşlarına ve ailesine karşı daha sevgi dolu ve saygılı davranıyor, çevresini temiz tutuyor, hayvanlara ve doğaya özen gösteriyordu. Okuldaki arkadaşlarına da İslam'ın güzelliklerinden bahsediyor, onlarla paylaşıyor ve yardımlaşıyordu.
Ali'nin bu değişimi çevresindeki herkesi etkiledi. Arkadaşları onun bu güzel davranışlarından etkilenerek onlar da benzer şekilde davranmaya başladılar. Böylece Ali, küçük yaşta olmasına rağmen, çevresinde pozitif bir değişimin öncüsü oldu.
Bir gün öğretmeni Ali'yi yanına çağırdı ve "Ali, son zamanlarda sende çok güzel bir değişim görüyorum. Arkadaşlarına karşı çok nazik ve yardımseversin. Bu güzel davranışların nereden geliyor?" diye sordu. Ali gülümseyerek, "Öğretmenim, ben İslam'ın güzelliklerini öğreniyorum ve bunları uygulamaya çalışıyorum. İslam bize sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı ve iyi bir insan olmayı öğretiyor," diye cevap verdi.
Öğretmeni Ali'nin bu cevabından çok etkilendi ve sınıfta Ali'yi örnek göstererek, tüm öğrencilere birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini anlattı. Bu olay, Ali'nin İslam'ın güzelliklerini yaymadaki ilk adımı oldu.
Yıllar geçtikçe Ali büyüdü ve İslam'ın öğretilerini daha derinden anlamaya başladı. Okulunda ve mahallesinde herkes tarafından sevilen, saygı duyulan biri haline geldi. İnsanlara her zaman yardım ediyor, doğruluktan ayrılmıyor ve çevresindeki herkese karşı sevgi ve şefkatle yaklaşıyordu.
Ali büyüdükçe, İslam'ın sadece bir din değil, aynı zamanda güzel bir yaşam tarzı olduğunu daha iyi anladı. Barışı, sevgiyi, adaleti ve merhameti hayatının merkezine koydu. Bu değerleri sadece Müslümanlara değil, farklı inançlara sahip insanlara da gösterdi. Böylece, İslam'ın evrensel mesajını ve güzelliğini herkesle paylaşmış oldu.
Sonunda Ali, toplumunda saygın bir yere sahip, herkesin güvendiği ve danıştığı bir kişi haline geldi. İnsanlar ona sadece dini konularda değil, hayatın her alanında danışıyorlardı. Ali de her zaman İslam'ın öğretileri doğrultusunda, adil ve merhametli bir şekilde insanlara yardımcı oluyordu.
Ali'nin hayatı, küçük bir çocukken öğrendiği İslam'ın güzelliklerini yaşamanın ve paylaşmanın muhteşem bir örneği oldu. O, etrafındaki herkese İslam'ın özünde sevgi, barış, merhamet ve adalet olduğunu gösterdi. Böylece, küçük Ali'nin park gezisinde başlayan yolculuğu, tüm bir toplumu etkileyen büyük bir hikayeye dönüştü.
Ve Ali, her gece yatmadan önce, çocukluğunda annesiyle yaptığı o güzel park gezisini hatırlıyor ve Allah'a şükrediyordu. Çünkü o gün öğrendiği İslam'ın güzellikleri, sadece kendi hayatını değil, dokunduğu herkesin hayatını güzelleştirmişti.
Arkadaşlarınla Paylaş