Bir varmış, bir yokmuş, eski zamanlarda küçük bir çocuk varmış. Adı Ali'ymiş. Ali çok zeki ve meraklı bir çocukmuş. Bir gün Ali, babasıyla birlikte camiye gitmiş. Caminin içinde gördüğü güzelliklere hayran kalmış. Özellikle namaz kılan insanlara çok dikkat etmiş. Ali, namaz kılanların nasıl bir huzur içinde olduklarını görünce çok etkilenmiş.
Ali, o günden sonra namaz kılmanın ne kadar önemli olduğunu anlamış. Namaz kılmak için her gün camiye gitmeye başlamış. Ali, namaz kılmayı çok seviyormuş. Namaz kılarken kendini çok huzurlu hissediyormuş.
Ali, namaz kılmak dışında da İslam'ın diğer ibadetlerini de öğrenmeye başlamış. Oruç tutmayı, zekat vermeyi ve hac ibadetine gitmeyi öğrenmiş. Ali, İslam'ın emirlerini yerine getirmek için elinden geleni yapıyormuş.
Ali, bir gün cami çıkışında bir ihtiyaç sahibiyle karşılaşmış. İhtiyaç sahibi, Ali'den para istemiş. Ali, ihtiyacı olan kişiye para vermiş. İhtiyaç sahibi, Ali'ye teşekkür etmiş.
Ali, bu olaydan sonra çok mutlu olmuş. Başkalarına yardım etmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu anlamış. Ali, büyüyünce fakirlere yardım etmek için bir vakıf kurmak istediğini söylemiş.
Ali sabah namazına kılmak için erken kalkmakta bazen biraz zorlanıyormuş ilk başlarda ama sonra azmi sayesinde hiç pes etmemiş ve sürekli azimle sabah namazlarına kalkmış çünkü sabah namazları hem insan için çok faydalı hemde çok sevapmış.
Ali, ibadetlerini yaparken çok şey öğrenmiş. Sabır, emek ve kararlılığın ne kadar önemli olduğunu anlamış. Ali, büyüyünce bir din alimi olmak istediğini söylemiş. Ali, hayallerinin peşinden koşmaya devam etmiş.
Arkadaşlarınla Paylaş