Bir varmış, bir yokmuş, eski zamanlarda küçük bir çocuk varmış. Adı Ali'ymiş. Ali çok zeki ve meraklı bir çocukmuş. Bir gün Ali, babasıyla birlikte camiye gitmiş. Caminin içinde gördüğü güzelliklere hayran kalmış. Özellikle minaresi çok hoşuna gitmiş. Ali, babasına minaresi nasıl yapıldığını sormuş. Babası da ona minaresi nasıl yapıldığını anlatmış.
Ali, minaresi nasıl yapıldığını öğrenince çok heyecanlanmış. O da bir gün kendi minaresini yapmak istemiş. Ali, gece yatmadan önce minaresi nasıl yapacağını hayal edermiş. Gündüzleri ise boş zamanlarında minare yapmak için gerekli malzemeleri toplamaya başlamış.
Ali, bir süre sonra gerekli malzemeleri toplamış. Artık minaresini yapmaya başlayabilirmiş. Ali, önce bir tahta parçasından minaresi için bir kalıp yapmış. Daha sonra kalıba tuğlaları tek tek yerleştirmeye başlamış. Ali, çok dikkatli çalışıyormuş. Tuğlaları birbirine sağlam bir şekilde yerleştirmek için çok çabalıyormuş.
Ali, minaresini bitirmek için günlerce çalışmış. Sonunda minaresini bitirmeyi başarmış. Ali, minaresini gördüğünde çok mutlu olmuş. Minaresini arkadaşlarına göstermek için camiye götürmüş. Ali'nin arkadaşları minareyi çok beğenmişler.
Ali, minaresini yaparken çok şey öğrenmiş. Sabır, emek ve kararlılığın ne kadar önemli olduğunu anlamış. Ali, büyüyünce bir mimar olmak istediğini söylemiş. Ali, hayallerinin peşinden koşmaya devam etmiş.
Arkadaşlarınla Paylaş