Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların arasında, ağaçların dallarında kuşların şarkılar söylediği, çiçeklerin rengârenk açtığı, pınarların şırıl şırıl aktığı bir Hayvanlar Alemi varmış. Bu alemde her çeşit hayvan dostça yaşar, birbirlerine yardım eder, kimse kimseye kötü davranmazmış. İşte bu Hayvanlar Alemi’nde yaşayan pek tatlı bir tavşan varmış. Bu tavşanın tüyleri kıpkırmızıymış, o yüzden herkes ona "Kırmızı Tavşan" dermiş.
Kırmızı Tavşan, ormandaki diğer hayvanlar gibi mutlu bir hayat sürermiş. Ama onun en büyük özelliği, her zaman neşeli ve yardımsever olmasıymış. Gözleri parlak, minik patileri hızlı, kulakları ise kocamanmış. Ormanda kim yardıma ihtiyaç duyarsa, Kırmızı Tavşan hemen onların yardımına koşarmış. Arkadaş canlısı olduğundan, herkes onu çok severmiş.
Bir sabah, güneş henüz yeni doğmuşken, Kırmızı Tavşan yuvasından dışarı çıkmış. Mis gibi çimenlerin üzerinde zıplamaya başlamış. “Bugün yeni bir macera günü,” diye düşünmüş. Her zamanki gibi enerjisi yerinde ve keyfi çok iyiymiş. Ancak o sabah bir şey fark etmiş: Ormanın derinliklerinden bir ağlama sesi geliyormuş. Kırmızı Tavşan, bu sesi duyunca hemen kulaklarını dikmiş ve sesin geldiği yöne doğru koşmaya başlamış.
Koştuğu yerde, ormanın karanlık bir köşesinde bir tilki ağlıyormuş. Bu tilki, aslında pek cesur bir hayvanmış ama o gün bir sorunu varmış. Kırmızı Tavşan hemen tilkinin yanına gitmiş ve “Ne oldu, neden ağlıyorsun?” diye sormuş. Tilki gözlerini silerek, “Benim kuyruğum bir ağacın dallarına takıldı ve ne kadar uğraşsam da kurtaramıyorum,” demiş.
Kırmızı Tavşan, hemen tilkinin kuyruğuna bakmış. Gerçekten de kuyruğu sıkışmış haldeymiş. Tilkiye gülümsemiş ve “Endişelenme, birlikte çözeriz,” demiş. Kıvrak hareketleriyle ağaca tırmanmış ve dalları ittirerek tilkinin kuyruğunu kurtarmış. Tilki çok mutlu olmuş. “Teşekkür ederim, Kırmızı Tavşan! Sen olmasaydın, burada mahsur kalırdım,” demiş. Kırmızı Tavşan ise “Dostlar zor günlerde birbirine yardım eder,” diyerek ona gülümsemiş.
Tilki, Kırmızı Tavşan’a borcunu nasıl ödeyeceğini düşünürken birden aklına bir fikir gelmiş. “Bugün ormanın diğer köşesinde büyük bir toplantı var. Tüm hayvanlar toplanacak ve ormanın sorunlarını konuşacağız. Sen de gelmek ister misin?” diye sormuş. Kırmızı Tavşan bu fikre çok sevinmiş. “Tabii ki gelirim, hep birlikte sorunları çözelim,” demiş.
Kırmızı Tavşan ve Tilki birlikte ormanın diğer ucuna doğru yola çıkmışlar. Yol boyunca ağaçların altından geçmişler, derelerin üzerinden atlamışlar, kuşların şarkılarını dinlemişler. Bir süre sonra ormanın en büyük çınar ağacına varmışlar. Bu ağacın altında, Hayvanlar Alemi’nin tüm üyeleri toplanmış. Aslanlar, kaplanlar, sincaplar, kuşlar, ayılar, fareler... Herkes oradaymış. Ama Kırmızı Tavşan, havadaki endişeyi hemen fark etmiş. Herkes gergin görünüyormuş.
Toplantıya başkanlık eden Bilge Baykuş, dalların arasından seslenmiş: “Sevgili dostlar, son zamanlarda ormanda bir sorun var. Pınarlar kurumaya başladı, çimenler sararıyor. Eğer buna bir çözüm bulamazsak, hepimiz zor durumda kalacağız.” Herkes birbirine bakmış, ama kimse ne yapacağını bilmiyormuş.
Kırmızı Tavşan, bu durumu gördüğünde kalbi sıkışmış. "Biz Hayvanlar Alemi’yiz," diye düşünmüş. "Her zaman birlikte çalışarak zorlukları aşarız." Derin bir nefes almış ve yüksek sesle konuşmaya başlamış: “Sevgili dostlar, biz birbirimize yardım edersek bu sorunu da çözebiliriz. Hep birlikte çalışırsak, pınarları yeniden canlandırabiliriz.”
Tüm hayvanlar Kırmızı Tavşan’a dönüp bakmış. Aralarındaki en küçük hayvanlardan biri olan Kırmızı Tavşan’ın böyle büyük bir sorunu çözmeye çalışması herkesi şaşırtmış. Ama onun cesaretini görünce hepsi umutlanmış. Herkes birbirine yardım etmeye ve birlikte çözüm aramaya karar vermiş.
İlk olarak, Kırmızı Tavşan ve diğer hayvanlar pınarların olduğu yerlere gitmişler. Ormanın dört bir yanında pınarlar bulunuyormuş, ama hepsi kurumaya başlamış. Bilge Baykuş, pınarların neden kuruduğunu anlamaya çalışırken, sincaplar ve kuşlar ağaçların dallarından etrafa bakmışlar. Çok geçmeden, sorunun ne olduğunu fark etmişler. Ormanın yakınlarındaki büyük bir kaya, pınarların yolunu kapatıyormuş. Su, bu kayayı aşamıyormuş ve pınarlar bu yüzden kuruyormuş.
Bunu gören Kırmızı Tavşan hemen harekete geçmiş. “Bu kayayı buradan kaldırmamız gerekiyor!” demiş. Ama kaya o kadar büyükmüş ki, tek başına kaldıramazmış. Neyse ki, orada başka güçlü hayvanlar da varmış. Tilki, ayılar, geyikler ve daha birçok hayvan, kayanın etrafında toplanmışlar.
Ayılar ve geyikler kayayı ittirmeye başlamış, ama kaya yerinden kıpırdamıyormuş. Tilki, “Bu iş düşündüğümüzden daha zor olacak,” demiş. Kırmızı Tavşan ise pes etmemiş. “Birlikte çalışmaya devam edelim, hepimiz gücümüzü birleştirirsek başarabiliriz!” demiş.
O sırada, sincaplar ve kuşlar da yardıma gelmiş. Sincaplar kayanın etrafındaki küçük taşları temizlemeye başlamış, kuşlar ise dallarla kayanın altına destek koymuş. Herkes elinden geleni yapıyormuş. Kırmızı Tavşan da minik patileriyle kayanın altındaki toprağı eşeliyormuş.
Bir süre sonra, kaya hafif hafif oynamaya başlamış. Hayvanlar heyecanlanmış ve daha da fazla güçle ittirmeye devam etmişler. Sonunda, kaya büyük bir gürültüyle yerinden oynamış ve suyun yolu açılmış. Pınarlardan tekrar su akmaya başlamış! Şırıl şırıl akan su, tüm ormanı yeniden canlandırmış. Çimenler yeşermiş, ağaçlar tekrar güçlenmiş, çiçekler açmış.
Tüm hayvanlar sevinç içinde birbirine sarılmış. Kırmızı Tavşan, onların arasından sıyrılıp Bilge Baykuş’un yanına gitmiş. “Başardık!” demiş neşeyle. Bilge Baykuş ise ona gülümsemiş ve “Senin cesaretin ve dostluğun olmasaydı, bunu başaramazdık. Sen gerçek bir kahramansın,” demiş.
O günden sonra, Kırmızı Tavşan ormanın kahramanı olarak anılmaya başlamış. Ama o hiçbir zaman kibirlenmemiş, her zaman diğer hayvanlarla dostça yaşamış. Hayvanlar Alemi’ndeki tüm hayvanlar, Kırmızı Tavşan’ın yardımseverliğinden ve cesaretinden ilham almış. Herkes birbirine daha çok yardım etmeye, zorluklar karşısında pes etmemeye başlamış. Ormanda artık daha fazla huzur ve mutluluk varmış.
Kırmızı Tavşan, ormandaki dostlarıyla birlikte birçok macera yaşamış, ama her zaman neşeli ve yardımsever kalmış. O ve arkadaşları, ormanın her köşesinde dostluklarını pekiştirmişler, yardımlaşmanın ve birlikte çalışmanın gücünü herkese göstermişler.
Ve böylece, Hayvanlar Alemi’nde dostluk ve iyilik her zaman kazanmış. Kırmızı Tavşan ve arkadaşları, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamaya devam etmişler.
Masal burada sona ermiş, ama Kırmızı Tavşan’ın cesareti ve dostluğu, Hayvanlar Alemi’nde nesiller boyu anlatılmaya devam etmiş.
Ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
Arkadaşlarınla Paylaş