Bir varmış, bir yokmuş, uzak diyarlarda, herkesin yüzünde gülümseme oluşturan, eğlenceli ve komik bir kasaba varmış. Bu kasabanın adı Gülköy’müş. Gülköy'de yaşayan herkesin kendine has bir komikliği varmış ve herkes birbirine yardım etmeyi çok severmiş. Bu kasabanın en neşeli çocuklarından biri ise küçük Ayşe’ymiş. Ayşe’nin en büyük hayali ise kasabanın en komik kişisi olmaktı.
Ayşe’nin en yakın arkadaşı ise minik bir köpek olan Fıstık’tı. Fıstık, her zaman Ayşe’nin yanındaydı ve onunla birlikte kasabanın her köşesini keşfederdi. Ayşe ve Fıstık, her gün yeni maceralara atılır ve kasabanın neşesine neşe katarlardı. Ancak bir gün, Gülköy'de büyük bir sessizlik hakim oldu. Çünkü kasabanın en komik kişisi olarak bilinen Dede Nuri, aniden gülmeyi bırakmıştı. Dede Nuri’nin gülmediğini gören herkes endişelenmişti. Ayşe, bu durumu öğrenince çok üzülmüştü ve hemen bir şeyler yapmaya karar verdi.
Ayşe, Fıstık’ı da yanına alarak Dede Nuri'nin evine gitti. Dede Nuri, üzgün bir şekilde koltuğunda oturuyordu. Ayşe, “Dede Nuri, ne oldu sana? Neden gülmüyorsun?” diye sordu. Dede Nuri, derin bir iç çekerek, “Ah Ayşe, yaşlandıkça esprilerim eskisi gibi komik olmuyor. Artık kimseyi güldüremiyorum.” dedi.
Ayşe, Dede Nuri’ye yardım etmeye kararlıydı. “Merak etme Dede Nuri, ben ve Fıstık, senin gülmeni tekrar sağlayacağız!” dedi ve hemen plan yapmaya başladı. Ayşe ve Fıstık, kasabanın diğer komik insanlarını toplamak için yola çıktılar. İlk olarak kasabanın en yetenekli şakacısı olan Ahmet Amca’ya gittiler. Ahmet Amca, her zaman ilginç şakalarıyla bilinir ve herkesi kahkahalara boğardı. Ayşe, Ahmet Amca’ya durumu anlattı ve ondan yardım istedi. Ahmet Amca, “Tabii ki yardım ederim Ayşe. Dede Nuri’nin tekrar gülmesi için elimden geleni yaparım.” dedi.
Sonra hep birlikte kasabanın diğer komik insanlarını topladılar. Komik şarkılar söyleyen Müzisyen Mehmet, enteresan hikayeler anlatan Hikayeci Hakan ve tuhaf kostümler giyen Pandomimci Pelin de onlara katıldı. Herkes Dede Nuri için bir plan yapmaya karar verdi. Büyük bir komedi gösterisi düzenleyeceklerdi. Ayşe ve Fıstık, gösteriyi organize etmeye başladılar. Kasabanın meydanında büyük bir sahne kuruldu ve herkes hazırlıklara başladı. Komik şarkılar, esprili hikayeler ve tuhaf kostümlerle dolu bir gösteri hazırladılar.
Gösteri günü geldiğinde, tüm kasaba meydanda toplandı. Dede Nuri de en ön sırada oturuyordu. Ayşe, Fıstık ve diğer komik arkadaşları sahneye çıktılar ve gösteri başladı. İlk olarak Ahmet Amca, en komik şakalarını yaptı. Ardından Müzisyen Mehmet, tuhaf şarkılar söyledi. Hikayeci Hakan, herkesin karnını ağrıtan komik hikayeler anlattı ve en sonunda Pandomimci Pelin, tuhaf kostümleriyle ilginç pandomimler yaptı.
Dede Nuri, gösteri boyunca gülmemek için kendini zor tuttu. Ancak en sonunda, Ayşe ve Fıstık sahneye çıkıp kendi hazırladıkları komik gösteriyi sununca, Dede Nuri dayanamadı ve kahkahalarla gülmeye başladı. Dede Nuri’nin gülmesiyle birlikte tüm kasaba da kahkahalarla doldu. Ayşe ve Fıstık, Dede Nuri’yi tekrar güldürmeyi başardıkları için çok mutluydular.
Gösteri sona erdiğinde, Dede Nuri, Ayşe’yi yanına çağırdı ve “Ayşe, sen ve arkadaşların benim tekrar gülmemi sağladınız. Gülmek çok önemlidir ve siz bunu bana hatırlattınız. Çok teşekkür ederim.” dedi. Ayşe, “Biz de çok mutluyuz Dede Nuri. Senin gülüşün, kasabamızın neşesi demek.” diye cevap verdi.
Bundan sonra, Gülköy'de kimse gülmeyi bırakmadı. Herkes birbirine yardımcı oldu ve kasaba, her zaman olduğu gibi neşeli ve mutlu bir yer olarak kaldı. Ayşe ve Fıstık ise maceralarına devam ettiler ve kasabanın en komik ikilisi olarak anılmaya başladılar. Onların sayesinde, Gülköy'de herkesin yüzü hep güldü.
Ve böylece, Ayşe ve Fıstık’ın maceraları mutlu sonla bitti. Herkes gülmeyi ve eğlenmeyi öğrendi. Gülmek, her zaman hayatın en güzel hediyesi olarak kaldı. Ve Gülköy, sonsuza dek kahkahalarla dolu bir yer olarak kaldı. Masal burada sona erdi.
Arkadaşlarınla Paylaş