Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir ormanın kıyısında küçük bir köy varmış. Bu köyde, birbirinden hiç ayrılmayan, çok yakın üç arkadaş yaşarmış. Bu üç arkadaşın isimleri Efe, Ali ve Aylin'miş. Onlar birlikte oyun oynar, gülüp eğlenir, her gün yeni maceralar keşfetmek için ormanda dolaşırlarmış. Üçü de cesur, neşeli ve birbirlerine sıkı sıkıya bağlıymış.
Bir gün, yine güzel bir bahar sabahında, ormanda yürüyüşe çıkmaya karar vermişler. Orman, kuş sesleriyle doluymuş, ağaçlar hafifçe rüzgarda sallanıyor, her taraf mis gibi çiçek kokuyormuş. Efe, Ali ve Aylin, ne kadar mutlu olduklarını hissediyor, birlikte vakit geçirmenin keyfini çıkarıyorlarmış. Ancak o gün ormanda hiç duymadıkları bir ses duyulmuş. Uzaklardan gelen bu ses, büyülü gibiymiş; incecik, melodik bir saz sesi.
Efe, bu sesi duyar duymaz meraklanmış. “Bu ses de ne? Kim çalıyor acaba?” demiş heyecanla. Aylin ve Ali de aynı şekilde şaşkın ve heyecanlıymış. Hemen saz sesinin geldiği yöne doğru ilerlemeye başlamışlar. Ormanın derinliklerinde ilerledikçe, ses daha da netleşmiş. Biraz daha yürüdükten sonra büyük, eski bir ağacın altında bir kız oturuyormuş. Bu kız, elindeki sazı büyük bir ustalıkla çalıyor, etrafındaki her şeyi büyülüyormuş.
Kızın adı Zeynep'miş. Efe, Ali ve Aylin, Zeynep’i gördüklerinde hayran kalmışlar. Zeynep’in sazı öyle güzelmiş ki, onun çaldığı müzik hem neşeli hem de huzur vericiydi. Zeynep, onları fark edince gülümsemiş ve "Merhaba! Gelin, siz de bana katılın!" demiş. Efe, Ali ve Aylin bu teklifi sevinçle kabul etmişler ve hemen Zeynep’in yanına gitmişler. Kısa sürede arkadaş olmuşlar, sanki uzun zamandır birbirlerini tanıyorlarmış gibi samimi bir bağ kurmuşlar.
Zeynep’in sazının melodisi ormanın derinliklerinde yankılanırken, dört arkadaş birbirinden güzel masallar hayal ediyor, birlikte şarkılar söylüyorlarmış. Ormanda oyunlar oynuyor, koşuyor ve bazen durup sadece etraflarındaki güzellikleri seyrediyorlarmış. Her günleri bir macera doluymuş. Zeynep’in sazı onlara cesaret veriyor, birbirlerine olan güvenlerini daha da pekiştiriyormuş.
Ancak bir gün, güneşin batmak üzere olduğu bir akşamüstü, ormanda dolaşırken dört arkadaş yollarını kaybetmişler. Hangi yöne gitmeleri gerektiğini bilmiyorlarmış. Orman, karanlıklaşmaya başladıkça daha da gizemli ve korkutucu bir hale bürünmüş. Ağaçların arasındaki gölgeler uzuyor, rüzgarın sesi daha güçlü duyuluyormuş.
Efe, "Galiba yanlış yola girdik," demiş endişeyle. Ali de ona katılmış. “Sanırım kaybolduk,” demiş hafif bir korkuyla. Aylin ise etrafına bakınmış ama hiçbir şey tanıdık gelmiyormuş.
Bir an için herkes korkmuş. Fakat o sırada Zeynep, elindeki sazı çalmaya başlamış. Sazın melodisi, dört arkadaşın içindeki korkuyu hafifletmiş, onları sakinleştirmiş. Zeynep, "Korkmayın arkadaşlar, birlikte olduğumuz sürece her şey yoluna girecek. Yeter ki birbirimize güvenelim," demiş gülümseyerek. Zeynep’in bu sözleri, hepsine cesaret vermiş. Efe, Ali, Aylin ve Zeynep el ele tutuşmuş ve birlikte hareket etmeye karar vermişler.
Uzun bir süre yürümüşler, bazen yanlış yollara sapmışlar, bazen geri dönmek zorunda kalmışlar ama pes etmemişler. Nihayet, büyük bir çalılık grubunun önünde durmuşlar. Çalılıklar o kadar yoğundu ki, içlerinden geçmek çok zor görünüyormuş. Ancak dört arkadaş birbirlerine sarılıp bir anlığına durup gülmeye başlamışlar. Onların dostluğu o kadar güçlüymüş ki, hiçbir zorluk onları ayıramazmış. Efe, "Birlikte olduğumuz sürece her şeyi başarabiliriz!" demiş coşkuyla.
Bunu duyunca Ali, Aylin ve Zeynep de ona katılmış. Hepsi birden, çalılıkların arasından geçmeye başlamışlar. İlk başta zorlanmışlar, dikenli dallar yollarını kapatmış ama hep birlikte çalışarak, birbirlerine yardım ederek çalılıkların içinden çıkmayı başarmışlar. Çalılıkları geçtiklerinde, karşılarında harika bir manzara açılmış: Parlak bir göl, güneşin altın renginde ışıldıyormuş. Gölette ise beyaz, zarif bir kuğu yüzüyormuş.
Bu manzara karşısında dört arkadaş büyülenmiş. Kuğu, göletin ortasında süzülerek yavaşça onlara doğru yaklaşmış. Efe, "Bu kuğu ne kadar güzel! Biz de yüzmeye gitsek nasıl olur?" demiş heyecanla. Zeynep, sazını kenara bırakmış ve "Bu harika bir fikir! Haydi birlikte gölette yüzelim!" demiş.
Dört arkadaş hep birlikte gölete girip yüzmeye başlamışlar. Kuğu da onları etrafında dans ederek karşılamış. Arkadaşlar, gölette yüzmenin keyfini çıkarırken, Zeynep bir yandan neşeli bir melodi mırıldanıyormuş. Kuğunun etrafında dönen dört arkadaş, unutulmaz bir gün geçiriyormuş. Hepsi, o anın büyüsüne kapılmış, birbirlerine olan dostluklarının gücünü hissetmişler.
Göl kıyısında biraz dinlendikten sonra, dört arkadaş artık ormandan çıkma zamanının geldiğini fark etmişler. Efe, "Bu gölü ve kuğuyu asla unutmayacağız," demiş. Ali, "Evet, burası bizim için özel bir yer olacak," diye eklemiş. Zeynep ise, "Birlikte olduğumuz sürece her macerayı başarırız," demiş gülümseyerek. Aylin de, "Gerçek dostluk, her zaman bizi güçlü kılar," diyerek arkadaşlarının elini sıkıca tutmuş.
Eve dönerken, hepsi o gün yaşadıkları maceranın onları daha da yakınlaştırdığını hissetmişler. Ormandan çıktıklarında köylerine dönmüşler ve birbirlerine veda etmişler ama aralarında kurdukları dostluk bağı artık daha güçlüymüş. Zeynep’in sazının melodisi, hepsinin kalbinde yankılanıyormuş. Her biri, birbirlerine olan güvenlerinin, cesaretlerinin ve dostluklarının ne kadar önemli olduğunu anlamışlar.
O günden sonra, her yıl aynı zamanda ormanda bir araya gelip, birlikte oyunlar oynamışlar, şarkılar söylemişler ve yeni masallar hayal etmişler. Onlar için en büyük hazine, birlikte geçirdikleri vakitmiş. Ve her ne olursa olsun, birbirlerine olan destekleri, onları her zaman güçlü kılmış.
Ve böylece, Efe, Ali, Aylin ve Zeynep, dostluklarının gücü sayesinde tüm zorlukların üstesinden gelmişler. Her biri, gerçek dostluğun ne kadar değerli olduğunu anlamış ve hayatları boyunca birbirlerine destek olmuşlar. Ne zaman zor bir durumla karşılaşsalar, birbirlerine bakıp gülümsemişler ve "Birlikte her şeyi başarabiliriz," demişler.
Ve masal burada mutlu sonla bitmiş. Dört arkadaş, hayatları boyunca dostluklarının gücüyle her engeli aşmış ve hep birlikte mutlu bir şekilde yaşamışlar.
Arkadaşlarınla Paylaş