Bir varmış, bir yokmuş. Uzaklarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı, kuşların şarkılar söylediği ve küçük derelerin şırıl şırıl aktığı büyülü bir orman varmış. Bu ormanın adı "Doğa Diyarı"ymış. Doğa Diyarı sadece bir orman değil, aynı zamanda hayvanların dostça yaşadığı, yardımlaştığı ve birbirine destek olduğu bir yuva gibiymiş. Ama bu ormanın bir sırrı varmış: Ormanın kalbi denilen bir yer. Ormanın kalbi, büyük bir meşe ağacının altındaki küçük bir mağaradaymış ve oradaki ışık huzmesi ormana hayat verirmiş.
Bir gün, minik bir kirpi olan Kirpi Kıvrık, ormanda gezinirken bir şey fark etmiş. Kuşlar eskisi kadar neşeli ötüşmüyor, dere daha az gürül gürül akıyor ve ağaçların yaprakları biraz sararmış gibiymiş. Kirpi Kıvrık, bunun neden olduğunu merak etmiş ve hemen en iyi arkadaşları olan Tavşan Minik ve Sincap Fındık’ı çağırmış. "Arkadaşlar, ormanımızın bir derdi var gibi görünüyor. Ne olduğunu öğrenmeliyiz!" demiş.
Üç arkadaş hemen araştırmaya koyulmuş. Kuşlara, kelebeklere, tilkilere ve hatta yaşlı baykuşa bile sormuşlar. Herkes aynı şeyi söylemiş: “Ormanın kalbinde bir sorun var. Işık huzmesi artık eskisi kadar parlak değil. Bu haber, üç arkadaşı çok endişelendirmiş. Ormanın kalbine gitmeye karar vermişler. Ama oraya gitmek öyle kolay bir iş değilmiş. Çünkü ormanın kalbine giden yolu sadece bilge kaplumbağa Bilgican bilirmiş.
Üç arkadaş hemen kaplumbağa Bilgican’ın yanına gitmiş. Kaplumbağa, yavaşça başını kaldırarak gülümsemiş ve “Ormanın kalbine gitmek cesaret ister, çocuklar. Ama sizin bunu başarabileceğinize inanıyorum. Yol boyunca çözmeniz gereken bilmeceler olacak. Hazır mısınız? diye sormuş. Tavşan Minik, heyecanla zıplayarak “Hazırız! demiş. Böylece, Bilgican onlara yolculuk için birkaç ipucu vermiş ve üç arkadaş yola koyulmuş.
İlk durak, Uğultulu Mağara’ymış. Mağaranın girişinde bir tabelada şu yazıyormuş: “Eğer doğru sesi bulamazsan, mağarada kaybolursun. Üç arkadaş önce korkmuş ama sonra birbirlerine cesaret vermiş. Mağaradan gelen seslere kulak vermişler. Tavşan Minik, “Bu kuş sesi gibi, hadi bunu deneyelim! demiş. Ama yanlış sesmiş ve mağara daha da karanlık olmuş. Bu kez Kirpi Kıvrık, “Bu dere sesi! Belki de doğru olan budur, demiş. Ve evet, dere sesi doğru sesmiş! Mağara birden aydınlanmış ve üç arkadaş yollarına devam etmiş.
İkinci durak, Parlayan Çiçekler Bahçesi’ymiş. Bu bahçede yüzlerce farklı renkte ve şekilde çiçek varmış. Ama aralarından sadece biri doğru yolu gösteren çiçekmiş. Çiçeği bulmaları için bir ipucu verilmiş: “Ormana en çok hayat veren renk hangisidir? Sincap Fındık düşünmüş ve “Yeşil! Yaprakların ve ağaçların rengi! demiş. Üç arkadaş yeşil çiçeği seçmiş ve birden çiçek parlamış. Doğru yolu bulmuşlar!
Sonunda ormanın kalbine ulaşmışlar. Büyük meşe ağacının altındaki mağarada, ışık huzmesi cılız bir şekilde parlıyormuş. Üç arkadaş hemen ışığı incelemiş ve ışığın neden böyle olduğunu anlamaya çalışmış. O sırada bir ses duymuşlar. Bu, minik bir ateşböceğiymiş. “Işığım zayıfladı çünkü ormandaki hayvanlar ve bitkiler eskisi kadar birbirine destek olmuyor, demiş ateşböceği üzgün bir şekilde. “Eğer herkes tekrar yardımlaşır ve birbirine iyi davranırsa, ışığım yeniden güçlenir.
Kirpi Kıvrık, Tavşan Minik ve Sincap Fındık hemen işe koyulmuş. Ormanda yaşayan tüm hayvanlara haber göndermişler. “Ormanın kalbinin iyileşmesi için hepimiz birlikte çalışmalıyız! demişler. Kuşlar ağaçlara yuva yapmış, tavşanlar toprağı eşelemiş, sincaplar tohum taşımış ve herkes birbirine yardım etmiş. Orman bir kez daha şarkılarla, kahkahalarla dolmuş.
Ve bir gün, büyük meşe ağacının altındaki mağarada ışık huzmesi tekrar parlak bir şekilde parlamış. Orman yeniden eski haline dönmüş hatta daha da güzelleşmiş. Kirpi Kıvrık, Tavşan Minik ve Sincap Fındık, ormanın kahramanları olarak anılmış. Herkes mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiş.
Ve böylece, ormanın kalbi bir kez daha atmaya başlamış. Yardımlaşmanın ve dostluğun gücü, ormanı kurtarmış. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
Gökten üç elma düşmüş: Biri bu güzel masalı dinleyen çocukların başına, biri anlatanın başına, biri de doğayı seven herkesin başına!
Arkadaşlarınla Paylaş