

Bir varmış bir yokmuş, yemyeşil ormanların, berrak derelerin ve rengarenk çiçeklerle bezenmiş bahçelerin olduğu uzak bir diyar varmış. Bu güzel diyarda, kalbi sevgi ve iyilikle dolu minik bir köy bulunurmuş. Köy halkı, doğayla iç içe yaşar, her gün birbirlerine yardım eder, güler yüzleriyle çevrelerine neşe saçarlarmış. İşte tam da bu köyde, adı Deniz olan küçük bir çocuk yaşarmış. Deniz, henüz altı yaşındaymış ama yüreğinde kocaman bir sevgi saklıymış. O, her sabah kuş cıvıltılarıyla uyanır, komşularına günaydın diyerek neşeyle güne başlarmış.

Bir gün, Deniz, köyün dışındaki ormanda gezinmeye karar vermiş. Annesi ona, “Orman dostlardır fakat dikkatli olmalısın. Yolunu kaybetmemek için hep belli işaretleri takip et,” demişti. Deniz, annesinin sözünü dinleyerek, elinde küçük sırt çantasını ve renkli bir şapkasını takmış, macera dolu bir yolculuğa çıkmış. Ormana adım attığı andan itibaren etrafında uçuşan kelebekler, dallarda şarkı söyleyen kuşlar ve minik sincapların oynadığı neşeli görüntülerle karşılaşmış. Yürürken, birden gökyüzünde kocaman bir gökkuşağı belirmiş gökkuşağının rengarenk ışıkları ormanı sarmış. Deniz, bu güzel manzara karşısında hayran kalmış, “Ne kadar da güzel, ne kadar da renkli!” diye mırıldanmış.

Biraz ilerledikten sonra, Deniz, ormanın derinliklerinde, etrafı dut ağaçlarıyla çevrili gizli bir bahçe bulmuş. Bahçenin ortasında, pırıl pırıl parlayan minik bir çeşme varmış. Çeşmenin suyundan yükselen hafif buhar, adeta masalsı bir atmosfer yaratıyormuş. Deniz çeşmenin başına geldiğinde, suyun içinden yumuşak bir ses duymuş: “Hoş geldin, sevgili dostum. Ben, İyilik Perisiyim ve bu bahçenin bekçisiyim.” Deniz, şaşkınlıkla etrafına bakınırken, çeşmenin içinde minik, ışıldayan bir varlık belirivermiş. İyilik Perisi, kocaman pembe kanatları ve gülümseyen yüzüyle Deniz’i selam ediyormuş.

İyilik Perisi, Deniz’e ormanda gizlenmiş, insanlara yardım etmek üzere bırakılmış sihirli taşların hikayesini anlatmaya başlamış. Bu taşlar, iyilik duygusunu canlı tutan, paylaşmanın ve sevginin sembolü olan değerli mücevherlerdi. Fakat zamanla, ormanın bir köşesinde kötü niyetli bir şeytan, bu taşları çalmış ve ormana hüzün sokmaya başlamış. Çünkü iyilik taşları, paylaşılınca çoğalır ve etrafa mutluluk saçardı. Hüzün dağılıyordu, ağaçlar soluyor, hayvanların neşesi azalıyordu. İyilik Perisi, Deniz’e dönüp, “Sana bu görevi emanet ediyorum: Kayıp iyilik taşlarını bul ve ormanda yeniden neşeyi yeşert!” demiş. Küçük Deniz, bu önemli görevin kendisine verildiğine inanarak, sevinçle kabul etmiş.

Deniz, İyilik Perisi’nin rehberliğinde, ormanın dört bir yanını dolaşmaya başlamış. İlk durağı, sevimli tavşanların yaşadığı çimenlik bölge olmuş. Tavşanlar, üzgün gözlerle Deniz’e bakıyor, “İyilik taşlarımızı kötü kalpli varlık alıp kaçırdı. Sen bize umut ver, lütfen bulun!” diyorlarmış. Deniz, tavşanların haline üzüldü, “Merak etmeyin, ben elimden geleni yapacağım. Herkes iyiliği hak eder!” diyerek, ormanın derinliklerine doğru yürümüş.

Yolculuğunda birçok dost edinmiş neşeli sincaplar, bilge baykuşlar ve nazik geyikler ona ipuçları vermiş. Bir süre sonra, Deniz, ormanın en karanlık, en tenha köşesine ulaşmış. Burada, yerde parıldayan bir taş gözle görünür hale gelmiş. Taş, solmuş renkleri ve bembeyaz parıltısıyla, sanki içindeki iyiliği kaybetmiş gibiydi. Deniz, taşı eline alır almaz kalbinde sıcak bir duygu hissetmiş. “İşte bu, ilk iyilik taşı olmalı,” diye düşünmüş. Taşı cebine koyduktan sonra, etrafında gezinirken, karşısına eski bir meşe ağacı çıkmış. Ağacın dallarında hüzünlü bir ses duymuş: “Yardım eder misin, küçük dostum? Kalbim kırık ve iyiliğe muhtaç.” Bu sözleri duyan Deniz, tereddüt etmeden ağacın yanına yaklaşmış. Meşe ağacı, yılların yükünü anlatırcasına derin bir sesle, “Kötü kalpli varlık, benim yaşadığım sevinci alıp götürdü. Şimdi ben de rengimi, neşemi kaybettim.” demiş. Deniz, ağacın acısını paylaşmış, “Üzülme sevgili dostum, iyilik her yerde saklıdır. Senin için umudu yeniden canlandıracak bir şeyler yapacağım,” diye söz vermiş. O anda, Deniz elindeki iyilik taşını ağacın dallarına hafifçe dokundurmaya başlamış. Taşın ışıltısı yavaşça ağacın her yerine yayılmış meşe ağacı, canlı renklerine kavuşmaya başlamış ve minik dallarından karşıladığı kuşlar neşeyle şarkılar söylemiş.

Bu güzel olayın ardından, Deniz ormanın çeşitli köşelerinde daha birçok iyilik taşını toplamış. Topladığı her taş, minik kalbi sayesinde etrafa sevgi ve umut saçmış. Zamanla, ormanda eski neşeye kavuşulmuş ağaçlar yeniden canlanmış, çiçekler açmış, hayvanlar oyunlar oynamaya başlamış. Ormanın her bir sakini, Deniz’in yüreğindeki iyiliği hissetmiş ve ona teşekkür etmiş. Sonunda, Deniz tüm iyilik taşlarını topladığında, İyilik Perisi yeniden belirmiş. Parlayan yüzüyle Deniz’e bakarak, “Gerçek iyilik, paylaşınca çoğalır. Sen, bu ormana yeniden hayat verdin ve kalplerin tekrardan sevgi dolmasını sağladın,” demiş. Deniz de sımsıkı gülümsemiş çünkü o, iyiliğin ne kadar güçlü bir sihir olduğunu öğrenmişti.

Köyüne döndüğünde, Deniz anlattıklarını küçük arkadaşlarına ve komşularına paylaştı. Herkes, Deniz’in ormanda yaşadığı macerayı dinleyerek, kendi kalplerindeki iyiliği daha da büyütmeye başladı. Zamanla, o köyde ve ormanda, iyilik ve paylaşmanın sihri dilden dile dolaştı insanlar, birbirlerine destek olup, zor zamanlarda da el ele vererek yaşamın tüm güzelliklerini keşfettiler. Deniz’in macerası, yıllar boyunca unutulmayacak bir masal olarak anlatıldı. Küçük çocuklar ve yaşlılar, o günden sonra iyiliğin, dostluğun ve sevginin kıymetini daha iyi anladılar.

Gökkuşağının hala ormanda süzüldüğü, ağaçların şarkı söylediği, çiçeklerin en renkli tonlarında açtığı bu diyar, iyiliğin gücüyle her gün yeniden dirildi. Deniz, yaşadığı bu macerayla, hem kendine hem de çevresine mutluluk tohumları serpiştirdiğini bilerek, kalbinde taşıdığı sevgiyle büyümeye devam etti. Ve ormanın her köşesinde, minik bir çocuğun yüreğinde yeşeren iyiliğin masalı, nesiller boyu anlatılmaya devam etti. Her zaman hatırlanacaktı ki, gerçek sihir paylaşan, seven ve birbirine destek olan kalplerin arasında yaşarmış. Böylece, iyilik dolu bu masal, sonsuza dek mutlu sonla noktalandı.

Arkadaşlarınla Paylaş