Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken, uzak diyarlarda Yıldız Köyü adında küçük bir köy varmış. Bu köyde insanlar çok mutlu yaşarmış, çünkü köyün etrafını saran yemyeşil ormanlarda binbir çeşit çiçek açar, rengarenk kuşlar cıvıldaşırmış. Köyün ortasında büyük bir meydan, meydanın ortasında ise heybetli bir çınar ağacı bulunurmuş.
Bir gün bu köyde Ayşe adında 6 yaşında sevimli bir kız çocuğu yaşarmış. Ayşe, gözleri pırıl pırıl parlayan, öğrenmeye çok meraklı bir çocukmuş. En çok sevdiği şey ise büyük çınar ağacının gölgesinde oturup kitap okumakmış. Kitaplar, ona her gün yeni dünyalar açar, farklı maceralara sürükler ve birbirinden ilginç bilgiler öğretirmiş.
Ayşe'nin en yakın arkadaşı ise köyün hemen dışında, ormanın kıyısında yaşayan Bilge Nine imiş. Bilge Nine, yaşı ilerlemiş ama bilgeliği ve hayat tecrübesiyle herkesin saygısını kazanmış bir kadınmış. Herkes ona danışır, ondan bir şeyler öğrenirmiş. Bilge Nine'nin evi, rengarenk çiçeklerle dolu bir bahçenin içindeymiş ve bu bahçe Ayşe'nin en çok vakit geçirdiği yerlerden biriymiş.
Bir gün Ayşe, Bilge Nine'nin yanına gitmiş ve ona büyük bir heyecanla yeni öğrendiği şeyleri anlatmaya başlamış. "Bilge Nine, bugün kitapta okudum ki dünyada o kadar çok farklı hayvan varmış ki! Mesela fil diye kocaman bir hayvan varmış. Onların hortumlarıyla su içebilirlermiş! Keşke onları görebilseydim," demiş.
Bilge Nine, Ayşe'nin bu heyecanını görünce gülümsemiş ve ona demiş ki, "Ayşe, öğrenmek çok güzel bir şeydir. Öğrendikçe dünya daha da büyük ve ilginç bir yer haline gelir. Ama unutmaman gereken bir şey var: Öğrendiklerini başkalarına da öğretmek. Bilgiyi paylaşmak, hem seni hem de etrafındaki insanları zenginleştirir."
Ayşe, Bilge Nine'nin bu sözlerinden çok etkilenmiş ve ona, "Haklısın Bilge Nine, ben de öğrendiklerimi arkadaşlarıma anlatacağım," demiş.
Ertesi gün Ayşe, köydeki arkadaşlarını toplamış ve onlara fil hakkında öğrendiklerini anlatmış. Arkadaşları da bu yeni bilgilerden çok etkilenmiş ve hep birlikte kitap okumak için büyük çınar ağacının gölgesine gitmişler. Ayşe, artık sadece kendisi için değil, arkadaşları için de öğreniyormuş ve onlarla bilgi paylaşmanın ne kadar eğlenceli olduğunu keşfetmiş.
Bir gün, köye bir misafir gelmiş. Bu misafir, uzak ülkelerden gelen bir gezginmiş ve yanında bir sürü ilginç eşya ve hikaye getirmiş. Köylüler, gezginin etrafını sarmış ve onun hikayelerini dinlemeye başlamışlar. Gezgin, ormanlarda yaşayan farklı hayvanlardan, büyük şehirlerdeki yaşamdan ve uzak diyarların gizemli efsanelerinden bahsetmiş.
Ayşe, gezginin hikayelerine büyük bir ilgiyle kulak vermiş ve ona bir sürü soru sormuş. Gezgin de Ayşe'nin bu merakını görünce ona bir hediye vermek istemiş. Çantasından parlak kapaklı bir kitap çıkarmış ve Ayşe'ye uzatmış. "Bu kitap, uzak diyarların hikayeleriyle dolu. Umarım bu hikayeler sana yeni maceralar ve bilgiler kazandırır," demiş.
Ayşe, bu hediyeyi büyük bir sevinçle kabul etmiş ve hemen okumaya başlamış. Her gün yeni bir hikaye öğrenmiş ve öğrendiklerini arkadaşlarıyla paylaşmış. Böylece köydeki çocuklar, dünyanın farklı yerleri hakkında bilgi sahibi olmuş ve merakları daha da artmış.
Zamanla Ayşe, köyün küçük öğretmeni haline gelmiş. Her gün farklı konularda araştırmalar yapar, öğrendiklerini arkadaşlarına ve köydeki diğer insanlara anlatırmış. Bilge Nine de Ayşe'nin bu çabalarını desteklemiş ve ona hep yeni kitaplar getirmiş.
Bir gün, köyde büyük bir şenlik düzenlenmiş. Herkes bu şenlik için hazırlık yaparken, Bilge Nine Ayşe'ye bir sürpriz hazırlamış. Şenliğin sonunda, büyük çınar ağacının altında bir ödül töreni düzenlemiş ve Ayşe'ye "Köyün Bilgi Elçisi" unvanını vermiş. Ayşe, bu ödülü büyük bir gurur ve mutlulukla kabul etmiş.
Bu olaydan sonra, Ayşe'nin bilgiye olan merakı ve öğrenme aşkı daha da artmış. O artık sadece köyünün değil, çevre köylerin de bilgi kaynağı haline gelmiş. Herkes ondan bir şeyler öğrenmek için sabırsızlanırmış.
Ayşe'nin hikayesi, köydeki tüm çocuklara ilham olmuş ve onlar da Ayşe gibi bilgi peşinde koşmaya başlamışlar. Böylece Yıldız Köyü, bilgiye ve öğrenmeye değer veren bir köy haline gelmiş. Köylüler, her gün yeni şeyler öğrenmenin ve bilgiyi paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu anlamışlar.
Ayşe, büyüdükçe daha da bilgili ve bilge biri olmuş. Herkes onunla gurur duymuş ve ona saygı göstermiş. Ve böylece, Yıldız Köyü'nde bilgi ışığı hiç sönmemiş, aksine her geçen gün daha da parlak bir şekilde parlamış.
Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı yazana, biri okuyana, biri de bilgiyi paylaşan herkese. Yıldız Köyü'nde mutlu, huzurlu ve bilgili bir yaşam sürülmüş. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
Arkadaşlarınla Paylaş