Bir zamanlar, yemyeşil ormanların, mavi gökyüzünün ve nehirlerin olduğu büyük bir krallık vardı. Bu krallığın ismi Hayvanlar Alemi’ydi. Burada yaşayan tüm hayvanlar barış ve huzur içinde yaşarlardı. Ormanın kralı olan Aslan, tüm hayvanların güvenliğinden sorumluydu. Herkes onu çok sever ve saygı gösterirdi. Ama bu güzel ormanda, bir gün beklenmedik bir şey oldu.
Bir sabah, güneş yavaşça doğarken, ormanın tüm sakinleri alışık olmadıkları bir sessizlik hissettiler. Kuşlar ötmez, tavşanlar zıplamaz, geyikler su içmez olmuştu. Herkes, bu tuhaf durumun ne olduğunu merak ediyordu. Tam o sırada, ormanın en yaşlı bilgesi olan Baykuş, yüksek bir ağaçtan tüm hayvanlara seslendi:
"Sevgili dostlar, burada bir gariplik olduğunu hepiniz fark ettiniz. Bu sessizlik, ormanımızın kalbinde bir şeylerin ters gittiğinin işareti. Ancak endişelenmeyin, çözümünü bulacağımıza inanıyorum. Fakat bunu yapabilmemiz için herkesin iş birliğine ihtiyacımız var."
Hayvanlar, Baykuş'un sözleri üzerine endişelendiler. Herkes bir araya geldi ve Aslan’ın liderliğinde toplanmaya karar verdiler. Aslan, tüm hayvanlara güçlü bir şekilde seslendi:
"Sevgili dostlarım, ormanımızın huzurunu korumak için hep birlikte çalışmalıyız. İlk olarak, bu sessizliğin kaynağını bulmalıyız. Ben, fil, kaplan, ve zürafa, ormanın derinliklerine gidip bu durumu araştıracağız. Sizler de burada kalıp birbirinize göz kulak olun."
Aslan ve arkadaşları yola koyuldular. Ormanın en karanlık köşelerine kadar ilerlediler, ama hiçbir şey bulamadılar. Fakat bir noktada, filin devasa kulakları bir şey duydu. Zayıf bir ses, ormanın en uzak köşesinden geliyordu. Bu ses, yardım isteyen birinin sesiydi.
“Duyuyor musunuz?” dedi Fil. “Birileri yardım istiyor, hemen gitmeliyiz!”
Hepsi hızla sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladılar. Uzun bir yolculuktan sonra, küçük bir mağaraya ulaştılar. Mağaranın içinde, yaralı bir baykuş yatıyordu. Bu baykuş, ormanın diğer ucundaki başka bir köyde yaşıyordu.
“Yardım edin lütfen,” dedi baykuş zayıf bir sesle. “Kötü bir fırtına yüzünden yuvalarımız yıkıldı. Pek çok arkadaşım yaralandı ve yardımınıza ihtiyacımız var.”
Aslan, baykuşun durumunu görünce hemen ona yardım etmeleri gerektiğine karar verdi. “Sana yardım edeceğiz, merak etme,” dedi. “Ancak tüm orman halkının bir araya gelmesi gerekecek. Hemen geri dönüp diğer hayvanlara haber vermeliyiz.”
Aslan ve arkadaşları hızla geri döndüler ve tüm hayvanları topladılar. Aslan, olan biteni herkese anlattı. Herkes bir araya gelerek yaralı baykuşların yardımına koşmaya karar verdi. Ormanın dört bir yanından hayvanlar yardıma geldi: Kuşlar, baykuşları rahatça taşıyabilmek için büyük yapraklar getirdiler; tavşanlar, ormandaki en yumuşak otları topladı; filler, yuvaların yeniden inşa edilmesi için güçlü gövdeleriyle dev ağaç dallarını taşıdılar.
Hayvanlar Alemi’ndeki bu büyük dayanışma sayesinde, kısa sürede tüm baykuşlar iyileşti ve yuvaları yeniden inşa edildi. Herkes bu büyük iş birliği sayesinde gurur duyuyordu. Artık ormanda eski neşeli sesler geri dönmüştü. Kuşlar tekrar şarkı söylüyor, tavşanlar zıplıyor, geyikler nehirden su içiyordu.
Ancak Aslan, Baykuş Bilge’ye gidip bu olayın neden yaşandığını öğrenmek istedi. Baykuş Bilge, Aslan’a şu sözlerle yanıt verdi:
“Aslan Kral, bazen doğa bize sınavlar verir. Bu sınavlar, bizim birlik ve beraberlik içinde olup olmadığımızı gösterir. Bu kez başardık. Ancak unutma ki, bu orman sadece senin değil, hepimizin evi. Birlikte çalıştığımız sürece, hiçbir güç bizi yenemez.”
Aslan, Baykuş Bilge’nin sözlerini dikkatle dinledi ve ona hak verdi. Bu olay, Aslan’a ve diğer tüm hayvanlara çok önemli bir ders vermişti: Birlikte çalışmanın gücü. Birlik, beraberlik ve yardımlaşma ile üstesinden gelinemeyecek hiçbir zorluk yoktu.
Hayvanlar Alemi’nde o günden sonra hiçbir sorun uzun süreli olmadı. Herkes, birbirine yardım etmeyi, paylaşmayı ve dayanışmayı öğrenmişti. Ormanın her köşesinde dostluk ve sevgi hüküm sürüyordu. Ve böylece Hayvanlar Alemi, mutlu, huzurlu ve birlik içinde yaşamaya devam etti.
Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı anlatan Aslan Kral’ın, biri yardım eden hayvanların, diğeri de bu masalı dinleyen senin başına…
Ve Hayvanlar Alemi'nde her zaman olduğu gibi, herkes mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamış.
Arkadaşlarınla Paylaş