Altıyol Köyü’nde yaşayan bir zamanlar, sevimli ve meraklı bir çocuk varmış. Adı Ali’ydi. Ali her gece uyumadan önce annesinin anlattığı masalları dinler, masallarda geçen kahramanların maceralarını hayal ederdi. En çok da dinlediği masalların içinde geçen iyilik, adalet ve sevgi temalarını seviyordu.
Bir akşam, Ali’nin annesi ona özel bir masal anlatmaya başladı. Bu masal, onun için diğer masallardan farklıydı çünkü bu masal, İslamiyet’in güzel değerlerini anlatıyordu. Annenin yumuşak sesiyle Ali, İslamiyet’in doğruluk, yardımlaşma ve sevgi temalarını içeren bu masalı dinlerken gözlerini kapadı ve masalın içinde kayboldu.
Masalın başladığı yer, eski bir Anadolu kasabasıymış. O kasabada, cömertliği ve yardımseverliği ile tanınan bir zengin yaşarmış. Her gün fakir fukaranın kapısına gitmeyi, yardımlarda bulunmayı kendisine görev edinmiş. Ama kasabanın hemen dışında, karanlık ve tehditkâr bir orman varmış. Ormanın girişinde ise devasa bir ejderha yaşarmış. Ejderhanın hükümranlığı altındaki orman ise kasabalılar için tehlikeli bir yerdi. Ama kasabalılar, Allah’a inançları sayesinde korkusuzdular ve ejderhanın yaratılışında da bir hikmet olduğuna inanırlardı.
Ali annesinin anlattığı masalı dinlerken, derin bir nefes aldı. Kendini bu masalın içinde hissetmişti. Masalın gelişmesini de merakla bekliyordu.
Kasabanın zengin ve yardımsever adamı olan Hasan, her gün olduğu gibi yine fakir fukaraları ziyaret etmek için yola çıktı. Ancak bu seferki ziyaretinde, karşısına çıkan bir yaşlı adam ona bir müjde verdi. Yaşlı adam, kasabanın dışındaki ormanda bulunan ejderhanın öfkesini yatıştırabilecek tek şeyin, Allah’a olan samimi inanç ve iyilik olduğunu söyledi. Hasan, bu müjdeyle heyecanlanarak hemen ormana doğru yola çıktı.
Hasan, ormana girdiğinde hemen ejderhanın yuvasını buldu. Ancak ejderha onu tehdit etti ve kasabalıların yüzyıllardır yapageldiği duaları ve inançlarını küçümsedi. Hasan, korkusuzca ejderhaya yaklaştı ve ona bir teklifte bulundu. Ona yardım etmesi halinde, ejderhaya karşılık güzel bir sadaka vereceğini ve Allah’a olan inancını kanıtlayacağını söyledi.
Bu teklif karşısında ejderha, şaşkınlıkla Hasan’a bakarak teklifi kabul etti. Hasan, ejderhayı kasabaya doğru yönlendirdi ve kasabalılar büyük bir şaşkınlıkla ejderhayı gördüler. Ancak Hasan’ın gösterdiği cesaret ve inanç karşısında, kasabalılar da Allah’ın yardımıyla korkusuzca ejderhayla birlikte dua etmeye başladı ve ejderhanın öfkesi yatıştı.
Kasaba halkı, Hasan’ın gösterdiği yardımseverlik ve inanç karşısında ona minnettar kaldı ve ona ‘Hasan Kahraman’ adını verdiler. Ejderha da artık kasabanın koruyucusu olarak kabul edildi ve korkutucu görüntüsüne rağmen, kasabalılarla barış içinde yaşamaya başladı.
Hasan, artık kasabanın bir kahramanı olarak anılmaya başladı. Ve herkes onun yardımseverliği, cesareti ve inancıyla ilham aldı. Masalımızın bu noktasında, Ali’nin içinde bir merak ve heyecan uyandı. Hasan’ın cesaretini ve iyiliğini takdirle dinledi. Bir sonraki bölümde neler olacağını merakla bekliyordu.
Hasan, kasabanın kahramanı olarak anılmaya başladı. Herkes onun yardımseverliği, cesareti ve inancıyla ilham aldı. Ejderha da artık kasabanın koruyucusu olarak kabul edildi ve korkutucu görüntüsüne rağmen, kasabalılarla barış içinde yaşamaya başladı. Artık ormana gitmek cesaret istemiyordu. Hasan, fakir fukaraların yanında her zamankinden daha fazla yardıma ihtiyacı olduğunu fark etmişti. Ejderha ise kasabalıların koruyucusu olarak yaşamaya devam ediyor, onlara yardım ediyordu. Herkes mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamını sürdürüyordu.
Bir gün, kasabanın huzuru bir anda bozuldu. Ormanda yaşayan başka bir ejderha, tutulmamış ormanlık alanları terk ederek kasabaya geldi. Bu ejderha, kendi bölgesini genişletmek istiyor ve kasabaya zarar vermeye başlamıştı. Hasan ve kasaba halkı, hemen bir araya geldi ve ne yapacaklarını konuştular. Ejderhalar arasındaki bu çatışma, kasaba halkının korkusunu arttırmıştı.
Hasan, bu duruma bir çözüm bulmak için tekrar ormana doğru yola çıktı. Ormanda yaşayan eski ejderha ile konuşup onunla anlaşmaya çalıştı. Aynı zamanda kasaba halkı da dua ediyor, Allah’a sığınıyor ve birlikte olmanın gücünü hissediyorlardı.
Yaptığı konuşmanın ardından eski ejderha, yeni gelen ejderhayı engellemek için onunla birlik olmaya karar verdi. Her iki ejderha da, kasabalıların huzuru için bir araya gelmişti. Hasan, bu durumu kasabalılarla paylaştığında herkes sevinçle dolmuştu. Dualarının ve birliklerinin gücü ile ejderhalar arasındaki savaş sona ermişti.
Kasaba halkı, Hasan'ın gösterdiği liderlik ve cesaret karşısında ona minnettar kaldı. Ejderhalar arasındaki barışın sağlanmasında Hasan'ın rolü büyüktü. Artık kasaba halkı, ejderhalarla birlikte barış içinde yaşamaya devam ediyor ve birlikte huzur içinde dua ediyorlardı.
Hasan, artık kasabanın kahramanı olarak anılıyordu. Herkes onun iyiliğini, cesaretini ve inancını örnek alıyordu. Masalımızın bu noktasında, Ali’nin içinde bir mutluluk ve umut dolu bir his uyandı. Hasan'ın cesaretini ve iyiliğini takdirle dinledi. Masalın bu mutlu sonu, onu sevindirmiş ve içinde bir umut ışığı doğmuştu.
Arkadaşlarınla Paylaş