Bir zamanlar, Şirin adında bir canavar yaşarmış. Şirin oldukça sevimli bir canavardı. Yüzü hep gülümsüyor, insanları korkutma isteği hiç taşımıyordu. O, insanlarla dostça vakit geçirmeyi seven bir canavardı. Ancak, diğer canavarlar onun gibi düşünmüyordu. Şirin, arkadaşlarına canavarlarla insanların barış içinde yaşayabileceğini, birlikte oyun oynayabileceklerini anlatmaya çalışıyordu. Ama ne yazık ki, diğer canavarlar onun dediklerine kulak asmadılar.
Şirin üzgündü, çünkü arkadaşları onunla oynamak yerine canavarlık yapmayı tercih ediyorlardı. Bir gün yine canavar arkadaşlarıyla oynarken gökyüzünde bir yıldız parladı. Şirin, yıldızı görünce bir dilek tutabileceğini hatırladı. Hemen dileğini söyledi: "Dileğim, insanlarla barış içinde yaşamaktır."
Birkaç gün sonra, Şirin belirgin bir şekilde farklı bir yerdeydi. Her şey oldukça renkliydi ve etrafından mutluluk fışkırıyordu. Şirin, kendini doğanın ortasında bulmuştu. Tam o sırada, minik bir kız çocuğu Şirin'e doğru geldi. Kız çocuğu sevimli bir gülümsemeyle Şirin'e yaklaştı ve dedi ki: "Merhaba! Ben Ayşe. Seninle oyun oynayabilir miyim?"
Şirin çok şaşırmıştı çünkü insanlar onunla dostça vakit geçiriyordu. Büyük bir sevinçle abartabilirnk karşılık verdi: "Tabii ki! Çok mutlu olurum."
Ayşe ve Şirin, birlikte parkta oyunlar oynamaya başladılar. Koşup zıpladılar, gülüp eğlendiler. Bir ara parktaki banklardan birine oturdular ve birbirlerine hikayeler anlatmaya başladılar.
Şirin, Ayşe'ye canavarlar hakkında bir hikaye anlattı. Canavarların kocaman, korkunç ve arkadaş canlısı olmadığını; onların da duyguları olan sevimli varlıklar olduğunu anlattı. Ayşe, Şirin'in hikayesini çok sevdi ve başka bir hikaye anlatması için ona yalvardı.
Şirin, bu isteği kıramazdı. Başladığı hikayesinde, insanlarla barış içinde yaşayan bir canavar ailesini konu aldı. Canavar ailesi, insanlarla dostça yan yana yaşamayı öğrenmiş ve her gün birbirlerine yardım ediyorlardı. Hikayenin sonunda, insanlar ve canavarlar birlikte büyük bir şenlik düzenlediler. Birlikte şarkılar söylediler, dans ettiler ve çok mutlu oldular.
Ayşe gözlerini ayıramadan Şirin'in hikayesini dinledi. Şirin, hikayeyi bitirdiğinde Ayşe coşkuyla sarıldı ve dedi ki: "Bu harika bir hikayeydi! Umarım insanlar ve canavarlar gerçekte de böyle dostça yaşayabilir."
O ana kadar hiç kimse Şirin'in masum dileğini gerçekleştirmediği için Şirin, Ayşe'nin sözleri karşısında içten bir sevinçle dolmuştu. O günden sonra, Şirin ve Ayşe en iyi dost oldular ve birlikte daha birçok hikaye yazarlarken insanlar ve canavarlar arasındaki dostluğu büyütmeye devam ettiler.
Ve bu şekilde, Şirin'in dileği gerçek oldu ve herkes insanlar ve canavarlar arasında barış ve dostluk olduğunu gördü. Artık insanlar ve canavarlar birlikte oyunlar oynayıp güzel vakit geçiriyorlardı. Herkes mutluydu ve Şirin'in sabrı sonunda ödüllendirilmişti.
Ve dedikodular yayıldı; Şirin adında bir canavar, insanlarla barış içinde yaşamanın mümkün olduğunu herkese göstermişti.
Arkadaşlarınla Paylaş