Minik Fare Fındık, ormanın en sevimli ve meraklı farelerinden biriydi. Küçücük burnunu her yere sokar, her şeyi koklardı. Bir gün, ormanın kenarındaki devasa meşe ağacının altında gezerken, dev bir çikolata parçası buldu.
Fındık, gözleri ışıldayarak çikolatayı inceledi. Üzerindeki folyo kağıdını hızla açtı ve çikolata tadını aldı. Ama tam o sırada ormanın yaşlı tavşanı Tavuk Tavşanı belirdi.
Tavuk Tavşanı, Fındık'ı ürkütmeye çalışmadan yaklaştı ve şöyle dedi: "Merhaba, Minik Fare Fındık. O çikolata parçasını nerede buldun?"
Fındık, tavşanın dostça bir tavır içinde olduğunu hissetti ve içtenlikle cevapladı: "Merhaba, Tavuk Tavşanı. Bu çikolata parçasını devasa meşe ağacının altında buldum."
Tavuk Tavşanı tebessüm etti: "Evet, öyle görünüyor. Ancak bu çikolata parçası insanlar tarafından bırakılmış olmalı. Onlar için küçük bir şey gibi görünebilir, ama bizim için büyük bir tehlike olabilir."
Fındık, çikolatanın tehlikeli olduğunu düşünmemişti. Ancak Tavuk Tavşanı'nın uyarısı üzerine endişelenmeye başladı. Çünkü orman halkı, insanların bıraktığı yiyeceklerin bazen zehirli olabileceğini söylerdi.
Tavuk Tavşanı devam etti: "Fındık, bu çikolata bize zarar verebilir. Onu ormana getirmemiz ve güvenli bir şekilde imha etmemiz gerekiyor. Yardım eder misin?"
Fındık, hemen işbirliği yapmayı kabul etti. İkisi birlikte çikolata parçasını büyük bir yaprakla sarıp ormanın derinliklerine götürdüler. Ormanın en güvenli yeri olan büyük bir mağarada çikolatayı güvenli bir şekilde yok ettiler.
Tavuk Tavşanı, Minik Fare Fındık'a dönüp teşekkür etti: "Fındık, sen çok akıllı ve sorumlu bir fareniz. Orman halkı olarak hep birlikte tehlikeli şeylere karşı dikkatli olmalıyız."
Fındık, Tavuk Tavşanı'na gülümsedi: "Öğrendim ki bazen görünmeyen tehlikeler vardır ve hepimiz birbirimize yardım etmeliyiz."
İkisi birlikte ormana döndüler ve Minik Fare Fındık, ormanın güzelliklerini ve sırlarını keşfetmeye devam etti. Artık daha dikkatliydi ve ormanın değerini daha iyi anlamıştı.
Arkadaşlarınla Paylaş