Bir zamanlar, küçük bir köyde Yusuf adında genç bir çocuk yaşarmış. Yusuf, kalbi merhametle dolu bir çocuktu. Her gün, köyünün kenarındaki ormanın yakınında bulunan bir çeşmeye gidip su taşır ve burada susuz kalan hayvanlara su verirdi. Ayrıca köyün yaşlılarına yardım eder, ihtiyaç sahibi komşularının yanında olurdu.
Bir yaz günü, köylerine bilmediği bir yolculuktan gelen yabancı bir adam gelmişti. Adamın giysileri yırtılmıştı ve oldukça yorgundu. Herkes, yabancıya yardım etmek istememiş, çünkü kimse onun kim olduğunu veya niçin geldiğini bilmiyordu. Ancak Yusuf, yabancıyı yardım etmeye kararlıydı.
Yusuf, yabancıya yiyecek ve içecek verdi, ona rahatlayabileceği bir yer sağladı ve yaralarını sardı. Yabancı, Yusuf'un gösterdiği merhameti ve yardımseverliği gördüğünde duygusal bir şekilde teşekkür etti.
Yabancı, günler sonra sağlığına kavuştuğunda Yusuf'a neden geldiğini anlattı. O, başka bir köyden gelmiş ve köyleri arasında sularını paylaşmak için bir anlaşma yapmak istiyordu. Ancak diğer köylüler, yabancının köylerine yaklaşmasına izin vermemişlerdi. Yabancı, Yusuf'un yardımıyla bu zorluğun üstesinden gelmeyi başarmıştı.
Yusuf ve yabancı, iki köy arasında barış ve su kaynağı paylaşımı için bir anlaşma yapmayı başardılar. İşbirliği sayesinde iki köy arasında güçlü bir dostluk ve dayanışma doğdu.
Yusuf'un merhameti ve yardımseverliği, herkesin kalbini kazandı. Artık köyde daha fazla insan ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye ve komşularına merhamet göstermeye başladı. Yusuf'un öğrettiği gibi, insanlar arasında sevgi ve yardımlaşma, her zaman en büyük hazineydi.
Arkadaşlarınla Paylaş