Küçük Ali, denizi çok seven ve her fırsatta deniz kıyısına gitmeyi isteyen bir çocuktu. Ailesi, tatil için deniz kenarındaki bir kasabaya gitmeye karar verdiklerinde Ali çok mutlu oldu. Denizin mavisi, kumun sıcaklığı ve dalgaların sesi, onu her zaman büyülüyordu.
Aile, kasabaya vardığında deniz kenarındaki küçük bir kulübeye yerleşti. Ali, sabahın erken saatlerinde hemen denize koştu. Kumun üzerinde yürüdü, dalgaların üzerine taşlar atarak oynadı, ve hatta deniz kabukları topladı.
Bir gün, deniz kıyısında yürürken uzakta parlak bir şeyin parladığını gördü. Merakla o tarafa doğru koştu. Biraz kazdıktan sonra, eski bir şişe buldu. İçinde biraz sararmış bir kağıt vardı. Ali, şişeyi çıkardı ve kağıdı okumak için heyecanla açtı.
Kağıtta, "Ben bir deniz cininin kızıyım. Büyülü bir hazineyi bulmak için denize giriştim ama kayboldum. Yardım etmeye geldiysen, bu haritayı takip et" yazıyordu.
Ali heyecanla haritayı inceledi. Haritada gizemli bir adanın yerini gösteriyordu. Ali, hemen ailesine koştu ve onlara gizemi anlattı. Ailesi, bu maceraya katılmaya karar verdi.
Ertesi sabah, Ali ve ailesi, küçük bir tekne kiralayarak adaya doğru yola çıktılar. Yolculukları sırasında, denizin altından yüzgeçleri olan bir deniz kızıyla karşılaştılar. Deniz kızı, onlara adanın nerede olduğunu gösterdi ve yardım etmek için onları takip etti.
Sonunda, gizemli adaya vardılar. Ada, beyaz kumlu plajları, egzotik bitki örtüsü ve muhteşem deniz manzarasıyla büyüleyici bir yerdi. Ailenin yaptığı kazılar sonucunda büyülü bir hazine buldular. Deniz kızı, onları ödüllendirdi ve teşekkür etti.
Ali ve ailesi, bu unutulmaz deniz macerasından büyük bir hazineyle döndüler: Birlikte yaşadıkları anılar ve denizin büyülü güzellikleri.
Arkadaşlarınla Paylaş