Bir zamanlar, Küçük Ayşe adında neşeli bir kız çocuğu yaşardı. Ayşe'nin en sevdiği şeylerden biri kırmızı balonlardı. Onlar onun hayatında renkli noktalardı. Her sabah, annesi ona kırmızı balon alır ve bu balonlar Ayşe'nin gününü aydınlatırdı.
Bir gün, Ayşe parkta oynarken, rüzgarın güçlü esmesiyle elinden kırmızı balonu uçtu. Ayşe hüngür hüngür ağladı ve balonun ardından koştu, ama nafile. Kırmızı balon gökyüzünde kaybolup gitti.
Ayşe'nin annesi onu teselli etti ve başka bir kırmızı balon alacağına söz verdi. Ancak Ayşe, kaybolan balonu düşünmeden duramıyordu. Günler geçtikçe, onun için her şey gri ve sıkıcı hale geldi.
Bir gece, Ayşe bir ışık parlaması gördü. Odasının penceresine koştuğunda, gözlerine inanamadı. Gökyüzünde, parlayan kırmızı bir nokta gördü. İşte kaybolan balonu geri getiren şey buydu.
Ertesi sabah, Ayşe gökyüzündeki bu gizemli ışığın peşine düştü. Uzun ve heyecanlı bir yolculuktan sonra, ışığın kaynağını buldu. Orada, kırmızı balonun içinde küçük bir peri olduğunu gördü.
Peri, Ayşe'ye, balonun bir dilek balonu olduğunu ve ona özel bir dilek hakkı verdiğini açıkladı. Ayşe, düşündükten sonra dileğini verdi: "Lütfen, kırmızı balonumu geri getir ve hiç kaybolmasın."
Peri gülümsedi ve dileği kabul etti. Kırmızı balon, Ayşe'nin elinde belirdi ve artık kaybolmayacaktı. Ayşe ve balon, mutlu bir şekilde eve döndü.
Ayşe, bu deneyimden sonra, hayatta kaybettiklerimizin yerine yenilerinin gelebileceğini ve bazen mucizelerin olduğunu öğrendi. Kırmızı balon artık yalnızca bir oyuncak değil, Ayşe için bir dosttu ve her sabah beraber maceralara atılıyorlardı.
Arkadaşlarınla Paylaş