Bir zamanlar, gökyüzünde parlayan muhteşem bir yıldız vardı. Bu yıldız, adı Parlak'ı taşıyordu ve diğer yıldızlar arasında en parlak ve güzel olanıydı. Geceleri gökyüzünde parlayarak insanlara ışık ve umut verirdi.
Ancak bir gece, Parlak gökyüzünden düştü ve kayboldu. Diğer yıldızlar, onu bulmaya çalıştılar, ama hiçbiri başarılı olamadı. Gökyüzünde bir boşluk oluştuğunda, insanlar ve diğer canlılar bu kaybı derinden hissettiler.
Parlak, düştüğü yerde uyanmıştı. Kendini yabancı bir dünyada bulmuştu. Burası Dünya'ydı, ama gökyüzünde değil, toprakların üzerindeydi. İlk başta korkmuştu, ama sonra Dünya'nın güzelliklerini ve insanların sıcaklığını keşfetmeye başladı.
Bir gece, bir çocuk olan Ali, Parlak'ı buldu. Ali, yıldızların düştüğüne inanıyordu ve bu nedenle onunla konuşmaya başladı. Parlak, Ali'nin sıcaklığına ve samimiyetine hayran kaldı.
Ali, Parlak'a yardım etmek istediğini söyledi. Ona gökyüzüne geri dönmesine yardım edeceğine söz verdi. İkisi birlikte macera dolu bir yolculuğa çıktılar.
Birlikte dağları aştılar, denizleri geçtiler ve yıldızları taramaya başladılar. Yolda, birçok farklı insan ve canlıyla tanıştılar. Her biri, kayıp yıldızlarını geri getirmeye yardımcı olmak istedi.
Sonunda, Parlak'ın yıldız arkadaşlarına ulaştılar. Parlak, Dünya'nın güzelliklerini ve insanların sıcaklığını keşfettikten sonra, geri dönmek istemedi. Ancak diğer yıldızlar, onu özlemişlerdi ve geri dönmesini istediler.
Parlak, duygusal bir veda sonrasında gökyüzüne geri döndü. Ancak Dünya'yı ve arkadaşı Ali'yi asla unutmadı. Her gece, gökyüzünde parlarken, Dünya'yı ziyaret ettiğini düşünürdü.
Arkadaşlarınla Paylaş