Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan Ela adında 6 yaşında bir kız çocuğu varmış. Ela, gökyüzünü izlemeyi çok severmiş. Gece olduğunda yıldızlar ve parlak ay ona adeta sihirli gibi gelirmiş. "Acaba bu yıldızların ötesinde neler var?" diye düşünürmüş. Bir gün, Ela'nın doğum günü yaklaştığında annesi ona bir teleskop hediye etmiş. Ela bu hediyeye bayılmış, çünkü artık yıldızlara daha da yakın olabileceğini düşünmüş.
Her gece teleskopuyla gökyüzünü incelemeye başlayan Ela, bir gün çok ilginç bir şey fark etmiş. Gökyüzünde her zamankinden farklı bir yıldız parlıyormuş. Bu yıldız, sanki ona göz kırpıyormuş gibi hareket ediyormuş. Ela, bu duruma çok şaşırmış ve bu gizemli yıldızın ne olduğunu öğrenmeye karar vermiş. O gece yatağa yattığında gözlerini kapamış ve hayal dünyasında o yıldızın yanına gitmeyi düşünmüş.
Gözlerini kapatır kapatmaz Ela, kendini devasa bir uzay gemisinin içinde bulmuş. Uzay gemisi, rengarenk ışıklarla parlıyor ve her yanında düğmeler, kollar ve ekranlar varmış. Ela bu durum karşısında şaşkınlık içinde etrafına bakarken bir ses duymuş: "Hoş geldin, Ela! Ben Zorbo, uzay maceralarına katılmaya hazır mısın?" Zorbo, uzay gemisinin içinde yaşayan bir robotmuş ve onun en yakın arkadaşı olacakmış.
Ela, "Tabii ki hazırım!" demiş heyecanla. Zorbo, "Peki, o zaman kemerini tak ve hazır ol, çünkü seni yıldızların ötesine götüreceğim!" diyerek uzay gemisinin düğmesine basmış. Uzay gemisi hızla yükselmiş ve bir anda Ela kendini yıldızların arasında bulmuş. Etrafında milyonlarca parlak yıldız, gezegenler ve galaksiler varmış. Ela, hayal ettiğinden bile daha büyüleyici bir manzara ile karşı karşıya kalmış.
İlk olarak Mars gezegenine doğru yol almışlar. Mars, kırmızı renkte parlayan, çorak bir gezegenmiş. Ela, Mars'ın yüzeyine indiğinde Zorbo ona Mars hakkında bilgi vermeye başlamış: "Mars, Güneş Sistemi'nde Dünya'dan sonra en çok bilinen gezegenlerden biridir. Burada su izleri bulunmuştur, yani bir zamanlar yaşam olabilir!" demiş. Ela, Mars'ın etrafında dolaşırken, yer çekiminin Dünya'dakinden çok daha az olduğunu fark etmiş. Zıpladığında çok daha yükseğe çıkabiliyormuş.
Mars'taki keşiflerini tamamladıktan sonra, sıradaki durakları Jüpiter olmuş. Jüpiter, Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeniymiş ve devasa fırtınalarıyla ünlüymüş. Ela, Jüpiter'in devasa bulutlarının arasında uçarken Zorbo ona bilgi vermeye devam etmiş: "Jüpiter'de devasa bir fırtına var. Bu fırtına, o kadar büyük ki içine Dünya’yı sığdırabilirsiniz!" Ela bu bilgiye çok şaşırmış. Zorbo'nun rehberliğinde Jüpiter'in etrafında birkaç tur attıktan sonra yeniden uzay gemisine binmişler ve bir sonraki duraklarına doğru yola çıkmışlar.
Sırada Satürn varmış. Ela, Satürn’ün etrafındaki halkalara hayran kalmış. "Bu halkalar ne kadar güzel! Bunlar ne?" diye sormuş Zorbo’ya. Zorbo, "Bu halkalar, buz ve toz parçacıklarından oluşuyor. Satürn, bu muhteşem halkalarıyla Güneş Sistemi’nin en etkileyici gezegenlerinden biridir," diye açıklamış. Ela, halkaların arasından geçerken, sanki bir rüyadaymış gibi hissetmiş. O kadar güzelmiş ki, ayrılmak istememiş ama daha keşfedecek çok şeyleri varmış.
Uzay yolculukları sırasında Ela, daha birçok gezegen görmüş: Uranüs, Neptün ve hatta Plüton! Her bir gezegenin kendine has özellikleri varmış ve Zorbo her birini detaylarıyla anlatmış. Ancak bir gün, uzay gemisi tuhaf bir sinyal almış. Sinyal, çok uzaktaki bilinmeyen bir gezegenden geliyormuş. Bu gezegenin adı "Kristalya"ymış ve orada yaşayan kristal yaratıklar, Ela ve Zorbo’dan yardım istiyorlarmış.
Ela, "Yardıma ihtiyaçları varsa hemen gitmeliyiz!" demiş. Zorbo, "Kesinlikle! Bu, senin için bir macera olabilir!" diyerek hızla Kristalya'ya doğru yola çıkmış. Kristalya gezegenine vardıklarında, her yerin parıltılı kristallerle kaplı olduğunu görmüşler. Gezegen o kadar büyüleyiciymiş ki Ela, buraya bayılmış. Ancak bir sorun varmış. Kristal yaratıklar, gezegenlerinde oluşan büyük bir çatlak yüzünden zor durumda kalmışlar. Eğer bu çatlak daha da büyürse, gezegenleri parçalanabilirmiş.
Ela, Kristalya'daki yaratıklara yardım etmeye karar vermiş. Zorbo'nun yardımıyla çatlağı nasıl kapatacaklarını planlamışlar. Uzay gemisindeki özel araçlar sayesinde Ela, yaratıklara yardım etmek için büyük bir kristal bloğu kullanmış. Yaratıklar ona teşekkür ederken, Ela da onlara şöyle demiş: "Birlikte çalışarak her sorunun üstesinden gelebiliriz!" Yaratıklar, Ela'nın bu cesur davranışı sayesinde kurtulmuşlar ve gezegen yeniden güvenli hale gelmiş.
Ela ve Zorbo, Kristalya gezegeninden ayrılmadan önce kristal yaratıklar onlara parlak bir kristal hediye etmişler. Bu kristal, Ela’ya her zaman bu macerayı hatırlatacakmış. Uzay gemisine dönen Ela, Zorbo'ya teşekkür etmiş: "Bu hayatımın en büyük macerasıydı! Birçok gezegen gördüm, birçok şey öğrendim ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım ettim." Zorbo, "Sen harika bir maceracısın, Ela! Ama maceralarımız burada bitmedi. Seni her zaman yeni keşifler bekliyor olacak!" demiş.
Ela, bu büyüleyici uzay yolculuğunun sonunda gözlerini açmış ve kendini yatağında bulmuş. Ancak yastığının yanında küçük bir kristal parlıyormuş. Bu, Kristalya gezegeninden aldığı kristalin aynısıymış! Ela, bu kristali görünce gülümsemiş ve "Demek her şey gerçekmiş!" diye düşünmüş.
Ela, artık her gece gökyüzüne bakarken yeni maceralara atılacağı anı dört gözle bekler olmuş. Çünkü biliyormuş ki, uzayın derinliklerinde keşfedilecek daha birçok gizem ve yardım eli bekleyen dostlar varmış.
Ela, mutlu ve huzurlu bir şekilde uykuya dalmış, bir sonraki macerasını hayal ederek. Masal burada bitmiş, ama Ela’nın uzay maceraları daha yeni başlıyormuş.
Arkadaşlarınla Paylaş